Özgür Çiçek
Rotterdam Belediyesi’nin tiyatro topluluğu Ro Theater, İstanbul 2010 etkinlikleri kapsamında düzenlenen RotterdaminIstanbul adlı performans sanatları programı dahilinde İstanbul’daydı. Topluluk Yangınlar (Branden) adlı oyunu ile geçtiğimiz pazar Türkiyeli seyircilerin karşısına çıktı.
Yangınlar, Nawal Merwan isimli Ortadoğulu kadının Jeanne ve Simon adlı ikizlerine vasiyetiyle açılıyor. Nawal geride bıraktığı mektupta çocuklarına, şimdiye kadar varlığından dahi haberdar olmadıkları bir babaya ve bir ağabeye sahip olduklarını söylüyor, ağabeylerine ve babalarına verilmek üzere ikisine de birer mektup bırakıyor. Çocuklar annelerinin şimdiki zamana kalan silik ayak izlerini geriye doğru takip ederek ağabeylerini ve babalarını bulmaya çalışırken, anneleri de geçmiş bir iç savaş zamanında, doğar doğmaz kendinden koparılan oğlundan -kayıp ağabeyden- geriye kalan izlerin peşinden giderek çocuğunu arıyor. İki farklı zamanda birbirine paralel iki ayrı hat üzerinden ilerleyen oyun, finalde hatların kesişmesiyle sonlanıyor.
Yangınlar, iç savaşın yangın yerine çevirdiği Lübnan’da çocukluğunu geçiren Wajdi Mouawad’ın bir oyunu. Mouawad 9 yaşındayken doğduğu topraklardan anne ve babasıyla kaçarak önce Fransa’ya, sonra Kanada’ya gitmiş. Yazarın oyunda kişisel geçmişine gönderme yapan çeşitli olaylara yer verdiği tanıtım metninde belirtiliyor. Öte yandan tarihi olguların doğrudan oyuna yerleştirilmemesi, oyunun zaman ve coğrafyadan bağımsız ele alınmasını kolaylaştırıyor.
Nitekim yönetmen Alize Zandwijk’in tercihi de bu yönde olmuş. Sawda’nın söylediği şarkı, Wahab’ın akordeonundan duyduğumuz ezgiler, Nihad’ın savaş dansı gibi oyuna yerleştirilen öğeler, İran’ı, Balkanları, Afrika’yı işaret ediyor. Böylece oyun Ortadoğu’ya sıkışıp kalmıyor, evrensel bir karakter ediniyor. Belçika, Moldovya, İran, Fas, Liberya kökenli oyuncuların kendi renklerini sahneye taşımasına olanak verildiği anlaşılıyor.
Oyunun geneline yayılan sade şiirsel üslubun sahne tasarımını da belirlediğini söylemek mümkün. Sahne tasarımında temel olarak üç öğe kullanılıyor: Tüm sahne tabanına yayılan siyah kum taneleri, sahnenin kenarlarına yığılan yorganlar ve sahne derinliği boyunca sıralanan perdeler. Tabanı kaplayan siyah kum taneleri ile sahne, yangınlardan geriye kalan küllerle doluyor. Oyunda sadece savaşın yaşandığı coğrafyanın değil, sürgünlerin kaçıp gittiği ülkelerin de külle kaplı olması, savaşın sınırları ile şiddetin sınırları arasındaki farkı gösteriyor. Şiddet belki belirli bir bölgeyle sınırlı kalıyor fakat savaş, savaşa maruz kalan insanlar nereye giderse oraya taşınıyor. Sahnenin kenarına yığılan yorganlar hem simgesel olarak sürgünü, yer değiştirmeyi, yerinden edilmeyi imliyor hem de sırası gelince küllerin üstüne serilerek mavi okyanusu ve safran sarısı çölü betimliyor. Sahnenin derinliği boyunca kullanılan perdeler ise Nawal’ın geçmişindeki gölgelerin, gölge oyunları ile yaratımına katkı sunuyor.
Oyunda oyuncular bir yandan rollerini icra ederken bir yandan da dekorların kurulumuna yardım ediyorlar; sahneden hiç çıkmadan, kulis kullanmadan kostümlerini değiştiriyorlar, vukuatların gerçekleştiği mizansenlere dahil oluyorlar. Bütün bunlar oyun sürüp giderken gerçekleşiyor. Bu anlamda sahnede sürekli olmasa bile zaman zaman çok odaklı bir devinim söz konusu. Öte yandan yapılan reji düzenlemesi sonucu hiçbir odağın “rol çalmadığını” ve seyircinin öyküden kopmadığını söylemek gerek.
CRR’de ara verilmemesine rağmen 3 saate yakın bir süre boyunca seyircilerin ilgilerini canlı tutan şey, yalnızca başarılı bir reji faaliyeti ile Yangınlar’ın savaş gibi ağır bir meseleyi tüm çarpıcılığı ile sahneye taşıması değil, aynı zamanda oluşturduğu şiirsel sahne dili ile vicdanlara seslenmesiydi. Yangınlar intikam sarmalına sıkışan hayatlara merhamet çağrısı yapıyor. Oyunun vurucu yönü de zaten bu: Yaşadıkları tüm trajedilere rağmen insanlığını korumayı başaran karakterlerin aydınlık yüzünün gösterilmesi. Diğer taraftan oyunda Nawal’in çocuklarına geçmişi araştırmalarını vasiyet etmesi geçmişe sünger çekip yaşananların üstünün kapatılmasına açıkça karşı çıkan bir tavır. Oyun gerçekleri açığa çıkarıp hatırlamaya ama bir yandan da affetmeye çağrı yapıyor.
“Yangınlar”ın çağrısı yaşadığı yerin yangın yerine dönmesini istemeyen herkese, hepimize…