Mimesis Haber-Dün gece bir iDANS gösterisi daha seyrettim. Her sabah olduğu gibi uyanır uyanmaz e-mail’lerimi kontrol ediyordum; karşıma şöyle bir haber çıktı:[1]
…‘iDANS Uluslararası Çağdaş Dans ve Performans Festivali’ kapsamında Üsküdar, Beşiktaş ve Kadıköy meydanları için planlanan ‘Free Zone Istanbul’ (Serbest Bölge İstanbul) sergisi daha yerleştirme aşamasındayken Beşiktaş Meydanı’nda saldırıya uğradı. CHP Gençlik Kolları üyesi oldukları iddia edilen Kemalist grup sergide beğenmedikleri objeyi devirerek parçaladı. Sergideki 25 farklı objeden birisinde hava meydanlarındaki “ibadet bölgesi” işaretine gönderme yapılıyor ve üç büyük dinin simgelerinin yanında Atatürk’ün resmi yer alıyordu… Atatürk’ün bazı kesimler tarafından bir din gibi algılanıp algılanmadığını tartışmaya açan eser Beşiktaş meydanında bulunan CHP’li bir grubun tepkisini çekti. Başlayan tartışmaya Beşiktaş Belediyesi’ne ait bir otobüsten inen grubun da katılımıyla gerilim arttı. Bu arada tartışma konusu olan eser devrilip yırtılarak parçalandı.
Bimeras Kültür Vakfı yaptığı açıklamada, “ifade özgürlüğüne yapılan saldırıyı kınıyoruz. Bu saldırının Beşiktaş gibi İstanbul’un aydın bir semtinde gerçekleşmiş olması da oldukça düşündürücüdür” dedi. …Serginin sanatçılarından Rosan Bosch şu açıklamayı yaptı:
“Sergideki objelerin herbirinde bir soru var. Bu sorulara farklı yanıtlar verilebilir ve ifadelere karşı çıkıp tartışmak mümkündür. Ancak, tartışmanın mümkün olmaması bazı dogmaların olduğuna işarettir. Buluşup konuşup paylaşacağımız alanlar oluşturmayı hedefleyen bir projede çalışırken böyle bir durumla karşılaşmak beni çok üzdü.
Aynı haber Zaman gazetesinde “Beşiktaş’ta sanata saldırı” üstbaşlığıyla özetlenmişti: “Geçtiğimiz günlerde Tophane’de iki ayrı sergi salonuna gerçekleşen saldırı üzerine tartışmalar sürerken, bu kez CHP Gençlik Kolları üyesi olan bir grup genç, Beşiktaş Meydanı’nda sanatı ayaklar altına aldı.”[2] Bydigi Forum’da da “Sergiye bu kez Beyaz Türkler saldırdı” üstbaşlığı atılmıştı:“Kısa bir süre önce Tophane’de alkol tüketildiği gerekçesiyle bir sergiye yapılan saldırının ardından bu kez Beşiktaş’ta kurulma aşamasında olan sergiye de CHP’liler saldırdı. Saldırıda ‘ibadet gölgesi’ isimli eser parçalandı.”[3]
Olay taze olduğu için haberler şimdilik bu minvalde; genelde olay aynı kaynaktan beslenerek, ufak nüanslarla aktarılıyor. İfade özgürlüğü ihlali konusunda sicili kabarık bir ülkede yaşadığımız için, tahmin edeceğiniz üzere hep yakın tarihli Tophane olayına atıfta bulunuluyor.
Üç sitede de serginin kapsamından kısaca bahsediliyor: “Rosan Bosch ve Rune Fjord’un İstanbul için tasarladıkları sergi, alışılmış işaretleri dönüştürerek kent mekânlarındaki bazı alışkanlıklara ve kurallara mizahi bir bakış getirme amaçlıydı. Sergi böylece özel alan ile kamusal alan arasındaki sınırları incelerken, paylaştığımız ortak alanlarda birbirimizle konuşup tartışabileceğimiz yeni bölgeler yaratmayı hedeflemekteydi.”
Biz de serginin dahil olduğu iDANS Festivali’nin web sitesinden alıntılarla[4], sözü son kez etkinliği düzenleyenlere ve sanatçı/yaratıcılara bırakalım. Projenin içeriği ve hedefi, aslında yaşananları yorumlamak için güzel bir çerçeve sunuyor; yorum size kalmış:
“Danimarka’da yaşayan mimar/tasarımcı ikili Bosch & Fjord, performatif güncel sanat projeleri Free Zone İstanbul (Serbest Bölge İstanbul) ile trafik levhaları gibi gündelik hayatın koreografisini dikte eden işaretleri dönüştürerek kent mekânını farklı kullanımlara açıyor; kamusal alan ile özel alan arasındaki geçişken sınırları araştırıyorlar. Göteburg ve Budapeşte’den sonra İstanbul’a uyarlanan bu proje aynı zamanda uygulamalı ve esprili bir sosyolojik araştırma niteliğinde… Bosch & Fjord sanat, tasarım ve mimariyi harmanlayan, geniş kapsamlı ve çok amaçlı projeler yaratan bir ikilidir. Projeleri, kullanıcılarıyla ve lokasyonlarıyla yakın işbirliği ve diyalog içinde gerçekleştirirler. Böylelikle sanat gündelik hayatın işleyişinin organik bir parçası haline gelir. Ortaya çıkan sonuç sanatın işlevsel, tasarımın anlamlı olduğu projelerdir. Bosch & Fjord formların meydan okumasına ve sorular sormasına olanak veren mekânlar yaratır. Bu projeler nasıl düşündüğümüzü ve nasıl eylemde bulunduğumuzu araştırarak çalışma ve öğrenme metodlarını ve bunların organizasyonunu etkilemeye yöneliktir. Projeler genellikle mevcut oluşumlar ve yapılarda gerçekleştirilerek gündelik hayat üzerinde gerçek izler bırakır. Eski alışkanlıkları ve düşünüş biçimlerini kırarak diyaloğa açmak hedeflenir.”
Berna Kurt / MİMESİS
[1] http://www.sesonline.net/php/genel_sayfa.php?KartNo=55459
[2] http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1041238&title=besiktasta-sanata-saldiri
[3] http://www.bydigi.net/ilginc-konular/403517-sergiye-bu-kez-beyaz-turkler-saldirdi.html
[4] http://www.idans.info/2010/index.php?Festival=idans04&Application=performances&Language=tr&Url=&