Türkiye’de Sanat Sponsorluğu

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Bu çalışma, Beykent Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Sahne ve Gösteri Sanatları Yönetimi Bölümü’nde Yard. Doç. Dr. Leman Yılmaz danışmanlığında hazırlanmış 2008 tarihli Lisans tezidir.

Sahne ve Gösteri Sanatları Alanında Türkiye’de Sanat Sponsorluğu

Önsöz

Küreselleşen Dünya’da tüketim arttıkça pazarlama ihtiyaçları da gelişme göstermektedir. Bu ihtiyaçları karşılayabilmek ve kurumsal itibarın gelişmesini sağlamak amacı ile özellikle özel sektörde, şirketler birbirleriyle yarışıyorlar. Pazarlama departmanları pazarlamayı geliştirmemin yollarını ararken kurumsal iletişim departmanları da kurumsal imajı geliştirmek için çalışıyor. Bu iki departmanın birleşmesi sponsorluk faaliyetlerinin günümüzde her sektörde yapılmasına olanak veriyor.

Sahne ve gösteri alanında Türkiye’de sanat sponsorluğu adlı tezimin amacı sponsorluk kavramına genel bir bakış ve sanat sponsorluğunun Türkiye özelindeki şirketlerde kurumsal itibarın oluşmasında ve gelişmesinde geçerli bir yöntem olabileceğini ortaya koyuyor.

Lisans tez çalışmamı hazırladığım sırada yaptığı değerli katkılarından dolayı tez danışmanım Leman Yılmaz’a, bana emeği geçen tüm hocalarıma, hayatımda özel bir yeri olan Hanzade’ye, röportajlar sırasında bana yardımcı olan Avea çalışanları Sezgi, Sinem ve Itır’a teşekkürü bir borç bilirim.

Giriş

Problem:

Sponsorluk günümüzde çok kullanılan bir faaliyettir. Şirketler kurumsal imajlarını geliştirmek için spor sponsorluğuna ağırlık vermişlerdir. Özellikle Türkiye’de sponsorluk pastasının büyük dilimini spor sponsorluğu kaplamaktadır. Sanat ve kültür sponsorluğu ikinci plana atılmaktadır. Bazı şirketlerin uzun vadede bu alanda yatırım yapmak gibi bir planı yoktur.

Hipotez:

Sanat ve kültür sponsorluğuna yapılan doğru yatırımlar spor sponsorluğundan daha etkili olabilir.

Amaçlar:

* Sponsorluk faaliyetlerinin kültür-sanat alanında incelenmesi ( olumlu ve olumsuz etkileri, karşılıklı çıkarlar, açmazlar )

* Şirketlerin tanıtım ve imaj geliştirme faaliyetlerine sanat sponsorluğunun katkısı,

* Sponsorluğun reklam, hayır işleri vb. gibi benzer kavramlarla farklarının ortaya konması,

* Ülkemizdeki sponsorluk faaliyetlerini sanat sponsorluğu özelinde tartışmak,

* Sponsorluk yasasındaki değişikliklerin getirdikleri ve sponsorluk kavramının hukuki boyutunu ele almak,

* Ülkemizde sanat sponsorluğu alanında yaşanan sorunların ortaya konması ve çözüm
yollarını tartışmak.

Gibi konular incelenecektir.

Önemi:

Günümüzde kurumsal şirketlerin sanat ve kültür sponsorluğuna bakışı ve yaptığı yatırımlar göz önünde tutularak, sanat ve kültür sponsorluğunun ülkemizdeki geleceği durum, sponsorlukla ilgili departmanların sanat ve kültür sponsorluğuna yatırım yapmaları açısından önemlidir.

Araştırma modeli:

Araştırma modeli olarak tarama yöntemi kullanılacaktır. Konu ile ilgili kitaplar, yüksek lisans tezleri, web siteleri, dergiler taranacaktır.

Verilerin toplanması:

İkincil veriler taranacaktır. Türkçe ve yabancı kaynaklı kitaplar taranacaktır. Birincil veri olarak Avea ve IKSV’nin sponsorluk departmanları ile röportajlar yapılacaktır.

Verilerin analizi:

Tarihi perspektif kapsamında bilimsel yöntem kullanılacaktır. Sponsorluk özelinde sanat ve kültür sponsorluğu incelenecektir.

Sponsorluk Kavramı, Tarihsel Gelişimi ve Türleri

Sponsorluk

Bir kuruluş,  belirlemiş olduğu tanıtma ve tanınma hedeflerine ulaşmak için, proje, sanat, kültür, spor ve sosyal olaylara, çeşitli kişi ve kuruluşlara nakdi veya başka türlü desteklerle yapılan tüm faaliyetlerin planlanması, uygulanması ve kontrol edilmesi süreçlerini kapsayan, taraflar arasında karşılıklı olarak birbirlerine fayda sağlamaya yönelik yapılan yazılı iş antlaşmalarıdır. (http://tr.wikipedia.org/wiki/Sponsorluk 2008)

Sponsorluk algılananın aksine bağış veya yardım değildir. Sponsorluk bir etkinliğe destek vererek, kurumu, ürünü, hizmeti tanıtarak, hedeflenen kitlenin bilinçaltında marka imajını oluşturmak veya güçlendirmek, endirekt olarak satın alma tercihlerini etkilemektir. (http://www.sponsorluk.gov.tr/sponsorluk.htm 2008)

Dünya’da yaşanan ekonomik zorluklar, sosyal aktivitelerin destek olmadan yapılmasını zorlaştırdı. Bu zorlukları aşmak için başvurulan modern yöntem sponsorluk olmuştur.

Sponsorluk Tanımı

Sponsorluk, kelime olarak kaynağını eski Yunanca ve Latincede bulur. Eski Yunancada sponsore, vaat etmek veya söz vermek anlamında kullanılmakta idi. Latincede de sponsorluk kelime anlamı olarak belirli bir merasimle resmi şekilde vaat etmek, ödüllendirmek anlamına geldiği gibi, bir şeyi tekeffül etmek ya da yükümlülük altına girmek anlamında da kullanılmıştır. Halen İngilizce dede mevcut olan sponsorluk kelimesi, kefil anlamına geldiği gibi, teşvik eden, iyilik eden, para veren anlamına da gelmektedir. Ancak bugün için sponsorluk kelimesi, ekonomi ve hukuk alanlarında ikinci anlamında kullanılmakta ve bununla bir müteşebbisin hedeflediği amaca ulaşmak üzere, sportif, kültürel veya benzeri bir faaliyetin organizasyonunu, işleyişini, kontrolü bakımında gerekli olan desteği vermesi anlamındadır. (Grassinger, 2003, s.19)

İngilizceden dilimize geçen sözcük, destekleme, himaye etme, kefil olma gibi anlamlara gelmektedir. Destekleyicilik; belirlenmiş amaçlara ulaşmak için destekleyen (sponsor) ve desteklenilen arasında yapılan ve karşılıklı faydalar sağlayan bir iş düzenlemesidir. Destekleme faaliyetleri ise, toplumsal fayda sağlamasına rağmen, işletmelerin kendi çıkarlarına yönelik ticari fayda sağlama potansiyeli de taşıyan bir faaliyet türüdür. (Güçlü, 2001, s.232.)

Ceyda Aydede’ye göre sponsorluk faaliyetleri;

‘’Firmaların adını duyurmada etkili olan reklam ve tanıtımın ötesinde kamuoyu yararı düşünülerek, saygınlığı geliştirmek, topluma hizmet sunmak amacıyla yapılan faaliyetlerdir.’’ (Aydede, 2003, s.169.)

Sponsorluk, iki taraf arasındaki bir amaçla bağlantılı olan, kuralda sınırlandırılmış, bir süre ile kararlaştırılmış, esas unsuru karşılık olan bir sözleşme ilişkisidir. (Beger, Gaertner ve Mathes, 2001, s.330.)

Sponsorluğun özelliği, hedef kitleyle işbirliği halinde etkinlik gösterebilme olanağıdır. (Mally, 1987, s.141).

Sponsorluk, firmanın imajını geliştirir. Bununla birlikte şirketin tanıtımına da yardımcı olur. Hedef kitleye doğrudan ulaşma fırsatı bulunmuş olur. Kurumun toplum tarafından tanınmasına ve benimsenmesine yardımcı olur. Toplum içinde marka yer kazanır ve de yerini sağlamlaştırmış olur.

Yazılı ve görsel medyada yer almak, sponsor olan şirket için çok önemlidir. Kurum geniş kitlelere ulaşma imkânı bulur. İsmini duyurur ve kendi reklamını yapar ki bu o firmanın varlığını sürdürebilmesi ve farkındalık gösterebilmesi için oldukça önemlidir.

Sponsorluğun Tarihsel Gelişimi

Gaius Clius Maecenas’ın adıyla anılan mesenlik kavramının ortaya çıkmasıyla birlikte, yıllar boyunca özellikle kültür ve sanat alanında himayecilik, saraylarda ve zengin soyluların malikânelerinde devam etmiştir. Zamanla destek olunan kimse ile grup ya da faaliyet arasındaki ilişki karşılıklı yarar ilişkisine dönüşmüş, mesenliğin temelinde yer alan amaç ve hedefler değişime uğramış ve bunun sonucunda bugün yaygın olarak kullanılan şekli ile sponsorluk kavramına dönüşmüştür. (Tavlak, 2007,  s.39)

Özellikle 1960’lardan sonra Amerika’da yapılan faaliyetlerin temelini oluşturan sponsorluk kavramını 3 başlık altında toplamak mümkündür.

Mesenlik

Destekleme ve himaye etmenin modern biçimi olan sponsorluk, M.Ö.1. yüzyılda yaşamış ve sanatla ilgili kimseleri çıkar beklemeden destekleyip, korumuş olan Gaius Clinius Maecenas ile ortaya çıkmıştır. (http://www.geocities.com/ozturk_ayca/sponsorluk.htlm, Ocak 2006)

Yüzyıllar boyunca soylu aileler ve hükümdarlar sanata ve sanatçılara destek olmak, maddi bakımdan desteklemek için sanatçılara iş ısmarlıyorlardı. Karşılıksız sanatçıyı korumak ve kollamak anlamına gelen mesenlik, tarihi süreç içersinde müşterilerin, sanatçılara eser yaptırmasından başka bir anlama erişememiştir.

Mesenliğin bu dönemine bakıldığında koruyucunun yetenekli kimseleri bulup, onları mali yönden desteklemesiyle bu kişilerin, toplum tarafından tanınmasının sağladığı, buna karşılık olarak da mesenin şöhretinin arttığı görülmektedir. (Tavlak, 2007, s.40)

Sanatın iktidar aracı olarak kullanıldığı Ortaçağ’da sanat koruyuculuğu her anlamda dinin etkisi altına girmiştir. Sanatın esas olarak manastırlar ve kiliseler tarafından desteklendiği bu dönemde, mesenlik konusunda adından sıkça söz ettiren Mehdici ailesi de önemli rol oynamıştır.

Bankacılık geçmişinden gelen ve önemli bir servete sahip olan bu aile, ekonomik gücünü siyasi güce çevirmeyi başararak Avrupa’nın diğer ülkeleriyle girdikleri ilişkiler sayesinde bu gücü uzun süre sürdürmeyi başarmıştır. Ancak siyasi gücün gerçek odağı olan kilisenin, tefecilik ve bankacılıkla ilgili belirlediği yeni kurallar, Medici ailesinin yatırımlarını sanat alanında hayırseverliğe yöneltmiştir. Başta zaruri bir yatırım olarak başlayan mesenlik, Medici ailesi için, sanatı ve sanatçıları destekleme de giderek bir gelenek haline gelmiştir.

Rönesans döneminin en önemli sanat koruyucuları olarak kabul edilen Floransalı Medici ailesi, bu döneme damgasını vuran Boticelli, Leonardo da Vinci, Michelangelo gibi birçok sanatçıyı desteklemiş, onların sanatlarının yayılması için çalışmışlardır.

Çağlar boyu sanat koruyuculuğu devlet ya da hükümdar ile soylu aileler arasında paylaşılmış, soylu ailelerin yerini ise günümüzde büyük şirketler ve vakıflar almıştır. 20. yüzyılın Medicilerini Rockefeller, Ford, Rotschild, Eczacıbaşı, Sabancı gibi zengin aileler oluşturmaktadır. Bu aileler zamanla kurmuş oldukları vakıflar aracılığı ile mesenlik faaliyetlerini yürütmeye başlamışlardır. Kurulan bu vakıflar, özellikle devletin gerçekleştiremediği işleri, bu alanda ortaya çıkan boşlukları doldurmaya başlamışlardır.      (Tavlak, 2007 s.43)

İstanbul’un, mimarisinde, görsel kültür ve sanat alanında gelişmesine yardımcı olan Kamondo ailesi de son dönemlerin önemli mesenleri arasında yer alabilir. Kamondo ailesinin en önemli isimlerinden biri olan Abraham Behor, Avrupa’nın kültür ve eğitim çalışmalarını yakından takip etmiş ve desteklemiştir. Ülkemizde de Sabancı ailesi Eczacıbaşı ve Koç aileleri gibi aileler vakıflar kurarak, kültür, sanat, eğitim, spor gibi alanlarda eksikleri gidermeye çalışmaktadırlar.        

Mesenlik Bağışçılık, Reklam Ve Sponsorluk Ayrımı

Mesen, desteğini ketum ve sessiz bir biçimde gerçekleştirir ve sponsorun tersine, yaptığı desteği halka duyurmaya çabalamaz. Mesenin sanatsal, sportif veya sosyo -politik ilgi alanları, yapılacak faaliyette ön plandadır. Sponsor ise yaptığı desteği, kendi iletişim hedefleriyle birleştirir ve yaptığı faaliyeti başka iletişim araçlarının yardımıyla (örneğin reklam, satış geliştirme ve halkla ilişkiler ile) mümkün olduğu kadar geniş çaplı olarak gerçekleştirmeye çalışır. (Okay, 2005, s.23)

Alman ve İsviçre hukuklarında sponsorluk kavramı ilk zamanlarda sadece sportif faaliyetler için reklam anlamında kullanılmakta idi.1987 yılından itibaren sponsorluğun reklamdan ayrı bir kavram olduğu kabul edilerek, özel tanımlamalara gidilmiştir. (Grassinger, 2003, s.20)

Sponsorluk sözleşmesinin temelinde yatan, sponsorun destekleneni teşvik etme amacı, bir an sözleşmenin bağışlama amacıyla yapıldığı kanaatini uyandırabilir. Sponsorluğun tarihi gelişimi içinde ilk temelini teşkil eden hukuki yapısı olan ‘Maecen’ de zaten hukuki yapısı itibarıyla bağışlama sözleşmesidir. Fakat zaman içerisindeki gelişimi ve bugünün şartları, sponsorluğun tek taraflı teşvik etme maksadını aşmış, teşvik amacının yanında belki önceleri gizli olarak yer alan, fakat bugün için açığa çıkmış olan bu teşvikin üçüncü kişilerce bilinmesi arzusu, diğer ifade ile sponsorun bu sayede olumlu bir intiba bırakma amacı sözleşmeye yeni biçimini vermiştir. Bugün için söz konusu olan sponsorluk sözleşmesi, sadece teşvik veren sponsora borç yükleyen, (tek tarafa borç yükleyen) bir sözleşme değil, verilen teşvik karşısında karşı edimin talep edildiği, sözleşmenin her iki tarafına da borç yükleyen bağışlama sözleşmesi olarak tasnif etmek hiçbir şekilde mümkün değildir. (Grassinger, 2003, s.60)

Reklam ile sponsorluğun temel farkı, ürünlerin tüketiciye doğrudan ulaşması olabilir. Reklam ürünü ön plana çıkararak ürünü sattırmak için yapılmış bir faaliyettir. Sponsorluk ise kurum imajını doğrudan geliştirmek üzerine yapılan karşılıklı edim beklentisinin olduğu bir anlaşmadır.

Sponsorluğun Günümüzdeki Gelişimi

Batı toplumunda kapitalizmin hızla büyümesiyle birlikte ticari kuruluşların eksikleri gidermek için yapmış oldukları destek faaliyetleri masumiyetini yitirmiş ve çıkar ilişkisi haline gelmiştir. Bu ilişki günümüz sponsorluk kavramının temelini atmıştır. Bugünkü anlamda bilindiği şekliyle ticari sponsorluk 1960’ların sonlarında ortaya çıkmıştır.

Sponsorluğun hızla gelişmesinde en büyük etken reklamının yapılması yasak olan firmaların, kendi markalarını tanıtmak amacı ile geniş kitlelerin ilgisini çeken veya geniş kitlelere ulaşabileceğine inandıkları organizasyonlara-etkinliklere sponsor olarak kendi tanıtımlarını yapmalarıdır.

1980’lere gelindiğinde pazarlamada hızla yükselişe geçen sponsorluk en çok kullanılan 20 pazarlama stratejisinden biri olmuştur. Bu potansiyeli keşfeden ilk şirketler motor üreticileri ve ardından sigara ve alkollü içki üreten firmalardır. Daha sonra bu yöntem diğer sektörlerde de görülmeye başlamıştır.

Sponsorluk sürekli gelişmeye devam etmiştir. Hedef kitleye ulaşmadaki başarı, teknolojinin hızla ilerlemesi ve sürekli olarak farklı mecralar geliştirmesi, son olarak da medyanın güçlü etkisi sponsorluk kavramının hızla gelişmesinde en önemli etkilerdir. Sponsorlar ürünlerinin tanıtımını yapmak ve gelişmiş dünya pazarına girmek için aracı olarak bu yöntemi benimsemişlerdir.

Büyük organizasyonlarda (Olimpiyatlar, Dünya kupası, F1 vb.) şirketler, büyük paralar harcayarak ve birbirleriyle yarışarak, ön alanda yer almaya çalışarak milyonlarca izleyiciye ulaşma fırsatı bulabiliyorlar. Bu yarış sayesinde sponsorluktaki mali büyüme gerçekleşmiştir.

‘Sponsorluk pastasının büyük bölümünü spor sponsorluğu oluşturmaktadır. Sebebi ise her yıl milyarlarca seyirciyi bulan spor programları ve motor yarışlarıdır. Son dönemde spor sponsorluğu alanındaki büyüme yavaşlamış, yerini kültür ve sanata bırakmaya başlamıştır. Görsel ve yazılı medya sponsorluğu önümüzdeki 5 yıl içerisinde hızla büyümesi öngörülmektedir.’ (Tavlak,2007, s.48)

Amerika’da 2000 yılında en çok sponsorluk harcaması yapan ilk 5 kuruluş ile sponsorluk harcamaları şu şekilde gerçekleşmiştir;

%68’i spor

%19’u sosyal amaçlı projeler

%6’sı kültür sanat,

%9’u festivaller ve yıllık olaylar

%9’u diğer etkinliklerden oluşmaktadır.

Bazı büyük şirketlerin sponsorluğa ayırdığı bütçe aşağıdaki gibidir:

Philip Morris 180 Milyon dolar

General Motors 155 Milyon dolar

Coca Cola 120 Milyon dolar

Pepsi 115 Milyon dolar,

Nike 100 Milyon dolar

(Tavlak, 2007, s.48)

Sponsorluğun Türkiye’ Deki Gelişimi

İstanbul’un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmet sanatı desteklemek amacı ile çeşitli çalışmalar yapmıştır. Fatih Sultan Mehmet Venedikli ressam Gentile Fellini’yi İstanbul’a getirtmiş ve bir sene boyunca sarayda ağırlayarak kendi resimlerini yaptırtmıştır. Bu resimlerden bir örnek ise bugün Londra’da National Galeri’de sergilenmektedir.

Aynı dönemde mesenlik anlamında yardımlar yapılmıştır. Bu yardımlar sayesinde Divan Edebiyatı şairleri desteklenmiştir. Tanzimat ve Meşrutiyet döneminde bazı gazeteciler ve yazarlar padişah tarafından yardım görmüştür.

Cumhuriyet dönemine gelindiğinde geride bırakılan kayıplar ve ülkenin kötü durumdaki ekonomisi sponsorluk faaliyetlerini durdurmuştur. Ekonomik gelişmeyle birlikte gerçek ve tüzel kişiler, öncelikle toplumda eksikliği duyulan alanlarda çeşitli sponsorluk faaliyetlerinde bulunmaya başlamıştır.

Türkiye’de sponsorluk faaliyetleri son dönemde hızla ilerlemiştir. Kitleye ulaşan firmalar başarı kazandıkça sponsorluğa olan yaklaşım da artış göstermiştir. Pazarlama iletişiminde sponsorluğa ayrılan pay da yıllar içinde artış göstermektedir. Uluslararası platformda çalışan firmalar Türkiye de gelişmekte olan potansiyeli fark etmeye başlamış ve sponsorluğu bir araç olarak kullanmaya başlamışlardır.

Grafiği görmek için bakınız: http://www.sponsorluk.gov.tr/v2/images/istatistikler/s5.jpg

Milli takımın üçüncülüğü elde etmesiyle sektörün canlandığı tespit edilmiş ve sponsorluk potansiyelini ortaya koymuştur. Spor kulüpleri, sanatçılar ve sporcular sponsorluktan aldıkları güçle uluslararası başarılar elde etmişlerdir. Milli atlet Süreyya Ayhan Vestel’in sponsorluğunda dünya ikinciliğini kazanmıştır. Galatasaray, Fenerbahçe ve Trabzonspor gibi futbol devlerine sponsor olan Avea Tarkan’ı Türkcell’den transfer ederek hem spor hem de müzik alanında iddialı sponsorlardan biri olduğunu kanıtlamıştır. Bankacılık sektöründe de sponsorluk oldukça sık görülen bir pazarlama stratejisi olarak kullanılmaktadır. Garanti, Yapı kredi, Akbank, Finansbank özellikle kültür ve sanat alanındaki destekleriyle adlarından sıkça söz ettirirler.

Sponsorluğun Amacı Ve Önemi

Kurumlar potansiyel müşterilerine ulaşmak için kurum kültürünü ve imajını hedef kitlelerine tanıtarak onlarla farklı yollardan iletişim kurma çabası içindedirler. Reklam departmanları kurumların ürettikleri ürün ve servisleri doğrudan pazarlamaya yönelik çalışırken, kurumsal iletişim departmanları da, kurum kimliğini potansiyel kitlelere tanıtılarak marka değerinin artmasına yönelik çalışır.

Şirketler farklı motivasyonlarla sponsorluk faaliyetlerine yönelebilirler. Bunların arasında en öne çıkan sebepler,

  • Topluma katkı sağlamak,
  • Kurum kimliğinin tanıtılmasına sağlamak,
  • Kurum imajını geliştirmek,
  • Kurum kültürünü oluşturmak,
  • Satışları desteklemek,
  • Marka ile müşteri arasında bir bağ kurarak marka oluşumuna katkıda bulunmak,
  • Medyada yer almak olarak görülmektedir. (Tavlak, 2007, s.50)

Toplumsal sorumluluk/ toplumsal fayda sağlamak%94

Kurumsal itibara katkı sağlamak %92

Marka sadakatini arttırmak %36

Bilinirliği/ görünürlüğü arttırmak %31

İmaj değiştirmek/ İmaj güçlendirmek %25

Satışa destek vermek %11

Müşterileri ve potansiyel müşterileri eğlendirmek %11

(Arya Sponsorluk ve İletişim, 2005)

Ekonomik büyümenin eşit dağılmadığı ve bu eşitsizliğin, iletişimin de gelişmesiyle tüm çıplaklığıyla bütün dünyanın gözü önünde olması, dünya genelinde insanların yaşadıkları toplumlara ve hatta yaşadıkları küreye sahiplenmesini tetikledi. İnsanlar salt tüketimden bilinçli tüketime hatta topluma katkı sağlayabilecek tüketime yönelmeye başladı. Ünlü ekonomist Milton Friedman’ın 1970’lerde belirttiği gibi, ‘kurumsal şirketlerin en önemli kurumsal sosyal sorumluluk projesi sadece karlarını arttırmak’ değil. Artık kar amacı güden dünya devi şirketler, reklamla ulaşamadıkları kitlelere, kurumsal iletişim araçlarıyla ulaşıyor. İnsanların toplumsal bilincinin giderek arttığı günümüzde, şirketlerin kurumsal itibarı onların stoklardaki marka değerlerini doğrudan etkiliyor.

Durum böyle olunca da sponsorluğun en önemli amacı hedef kitleye reklam dışındaki yollarla kurumsal kimliği tanıtmaktan geçiyor. Kurumsal iletişim departmanları, kurumsal sosyal sorumluluk projeleri ve sponsorluk stratejileri geliştirerek bu amaca hizmet ediyor. Orta ve uzun soluklu projelerde ulaşılmak istenilen hedef kitleye, ticari olmayan bir yolla ulaşarak kurum profilini olumlu ve görünür kılmak asıl hedef haline geliyor.

Sponsorluğun büyük şirketlerde kurumsal iletişim departmanı tarafından yürütülmesinin önemli sebeplerinden biri de sponsorluk faaliyetlerinin şirketin ürettikleriyle örtüşerek kurumsal imaja katkı sağlamasıdır. Bir teknoloji devi olan Türkcell’in gençlerin yaratıcı çalışmalarına destek vermek, inovasyonu özendirmek ve yaratıcılığa değer verildiğini göstermek amacıyla 5 ayrı kategoride düzenlediği “Türkcell Mobil Gelecek Yarışmasına sponsor olması buna iyi bir örnektir.

Kurumsal şirketler bünyelerinde çalışanları belli bir kurumsal kültür çerçevesinde toplamak ister. Çalışanların kendilerini kurumsal yapının bir parçası gibi algılamaları ve kolektif çalışmaların en önemli elementlerinden biri bu kültürün oluşturulmasıdır. Bu çerçevede sponsorun kendi bünyesinde çalışanların çalışma arzularını güçlendirmek de önemli amaçlarından biridir. Almanya’da yapılan bir araştırmada Boris Becker’in teniste ödüller almasıyla birlikte, onun kullandığı marka tenis raketlerinin üretiminde büyük artış olduğu kaydedilmiş ve bu artışın sebeplerinden birinin de raketlerin üretiminde çalışanların daha büyük istekle çalışmaları olduğu tespit edilmiştir. (Grassinger, 2003, s.27)

Sponsorluk projeleri ve kurumsal iletişim departmanlarının direk hedefi satışları doğrudan etkilemek olmasa bile, özellikle bazı sektörler, sponsorluğun satışlara etkisinden yararlanmaya çalışırlar. Reklam gibi ticari iletişim araçları kanuni yasakları beraberinde getirerek, özellikle sigara ve alkollü içki üreticileri gibi reklam yapması yasak olan şirketler için açık kapı bırakmaz. Bu alanda faaliyet gösteren şirketler markalarını sponsorluk yolu ile tanıtmak zorunda kalırken satışlarını da bu yollarla arttırmayı hedeflerler. Örneğin Efes Pilsen her sene farklı dallarda en az üç müzik festivaline sponsorluk yapar.

Tüm bu amaçlar göz önüne alındığında aslında kurum farklı yollarla müşteriye ulaşmaya çalışmaktadır. Sponsorluğun en önemli amaçlarından biri de müşteri ile marka arasında bir bağ oluşturulmasıdır. İnsanlar kendilerini ait hissetmeye başladıkları markalara güvenle birlikte sadakat geliştirirler. Coca Cola topluluğunun sponsorluğunda gerçekleştirdiği Rock’n Coke, Coca Cola’nın en önemli hedef kitlesi olan gençler arasında markaya önemli katkı sağlamıştır.

Topluma katkı sağlayarak toplumdan kazandığını bir anlamda onunla paylaşan şirketlerin başarılı projeleri, oluşturulan sağlam kurumsal kimlik çerçevesinde hedef kitlesine ulaşırken aynı zamanda bu başarılı projeler, kurumun medya görünürlüğünü de otomatik olarak arttırır. Medya başarılı geçen ve on binlerin eğlendiği festivallere mutlaka gereken yeri ayırır ve kurumun adı yazılı ve görsel basında bu projeler sayesinde sıkça duyulur.

Sponsorluk, kurumların yukarıda da belirttiğim güdümleri ile gerçekleştirilen bir faaliyettir. Ancak sponsorluk, sponsor firma ve desteklenen kuruluşun ortaklığında karşılıklı belirlenen kriterler doğrultusunda oluşturulmuş kontrata bağlı kalarak gerçekleştiriliyor. Bu konuya dev bütçeler ayıran şirketler yanlış iletişim araçlarından kaçınmak istedikleri için kurumsal imajı en iyi şekilde temsil edecek projelerde yer almak isterken, destek alan kuruluşlar projelerini en iyi şekilde gerçekleştirmeye çalışıyor. Dolayısıyla iki taraflı olarak yapılan sponsorluk sözleşmesi tarafların farklı amaçlarına hizmet ediyor.

Sponsor olabildiğince geniş bir çerçevede kendi tanıtımının yapılmasını ve izleyici kitlesinin çok olduğu faaliyetlerde ilginin kendi üzerinde olmasını ister. Desteklediği faaliyetlerin ardından bırakılan memnuniyet, hayranlık gibi olumlu etkiler kamuoyunda duyurulduğunda destekleyen firmanın kurum imajını önemli ölçüde geliştirir. İşte bu sebeple de sponsorlar bu imaj transferinden yararlanarak, kendi görünümlerini yenilemeyi hoş bir imaj yaratmayı, kısaca desteklenenin bıraktığı olumlu imajı kendi üzerlerine geçirmeyi hedeflerler. (Grassinger, 2003, s.26)

Sponsorluk Türleri

Günümüzde kurumsal iletişim alanında oldukça fazla kullanılan ve her geçen yıl bu alanda sahip olduğu payı genişleten sponsorluk faaliyetini genel olarak her alanda geniş bir yelpazede değerlendirmek mümkün. Şirketlerin faaliyet gösterdikleri sektörler, oluşturdukları hizmet alanı veya üretim pazarı genellikle yöneldikleri sponsorluk alanı konusunda belirleyici olur. Kurumsal iletişim departmanlarının çoğunlukla tercih ettiği sponsorluk faaliyetlerini beş ana başlık altında toplayabiliriz; sanat ve kültür sponsorluğu, çevre sponsorluğu, eğitim sponsorluğu, sosyal sponsorluklar ve spor sponsorluğu.

Sanat Ve Kültür Sponsorluğu

Sanat ve kültür sponsorluğu, sponsorluklar arasında mesenlikle başlayan ve tarihi en eskiye dayanan sponsorluk alanlarından biridir. Tarih boyunca zengin ailelerin, dini güç odaklarının veya devletlerin güç gösterisi olarak kullandığı sanat ve kültür destekleyiciliği, günümüzde de anlamını çok değiştirmemiştir. Hedef kitlesi üst gelir grubundan olan şirketler, müşterilerine ulaşmak için sanatı en önemli iletişim aracı olarak belirlemiş ve bu alanda da birbirleriyle büyük bir rekabet içine girmişlerdir. Sanat ve kültüre yatırım yapmak şirketlerin kurumsal kimliğine katkı sağlarken aynı zamanda da reklam yapmalarını sağlamaktadır.

Sanat sponsorluğu, daha geniş kitlelere erişimi sağlayan spor sponsorluğundan sonra gerçek hedef kitleye ulaşmada en aktif olarak kullanılan sponsorluk faaliyeti olmuştur.  Günümüzde kuruluşlar uzun vadede ticari bir fayda beklentisiyle hareket ederek hedef kitlelerine ulaşmak, toplumda iyi niyet oluşturmak, imajlarını geliştirmek ve kuruluş içinde çalışanları motive etmek amacıyla da sanat sponsorluğuna yönelmektedirler.

Sanat ve kültür sponsorluğunun uygulandığı alanlar başta müzik ve tiyatro olmak üzere resim, opera, konser, bale, kişisel sanat, fotoğraf, heykel, sergi, ödül dağıtımı, edebiyat, sinema, radyo, TV programlarıdır. Günümüzde bu sanat faaliyetlerinin önemli bir kısmı büyük şirketlerin sponsorluklarıyla ayakta kalabilmektedir. Yapılan sanatsal-kültürel faaliyetlerle firmalar hem toplum tarafından tanınmakta, hem de halk üzerinde olumlu bir etki oluşturmaktadırlar. Sonuçta yapılan kültür ve sanat faaliyetleri toplumun bu yöndeki bir ihtiyacını karşılamaktadır.(Okay, 1998, s.100)

Yaratmak istenilen imaj şirketlerin sponsor olmak istediği aktiviteye göre değişiklik gösterir. Örneğin Rock’n Coke’a sponsor olan Coca Cola, bu organizasyonda, bir içecek üreticisi olmasının da etkisiyle gerçek müşteri kitlesi olan genç ve dinamik kitleyi hedeflemiş ve o kitlenin ilgisini çekecek bir rock müzik festivali düzenlemiştir. Gençleri her sene farklı gruplarla bu organizasyon altında bir araya getiren festival süresince hem kurumsal imaj iletişimi yapılmış, hem gençlik için bir hayat tarzı olan rock, Coca Cola adı ile özdeşleşerek, gerçek hedef kitlesi ile kurum arasında sağlam bağlar oluşturulmuştur. Ancak hizmet sektöründe, banka olarak faaliyet gösteren Garanti Grubu, daha yüksek gelir grubundan olan ve yaş ortalaması daha yüksek yatırımcı bir kitleye hitap ederken caz müziğini tercih ederek, Garanti Caz Yeşili konserlerine sponsor olmuştur. Garanti Bankası, hem yaşları, hem de gelir düzeyiyle orantılı hayat tarzları sebebiyle caz müziğiyle ilgilenen müşteri kitlesini düzenlediği bu organizasyonla bir araya getirirken kurumsal imajını da bu süreçte oluşturup, müşteriyle buluşturur. Yaş, gelir düzeyi, sosyal statüsü gibi faktörler kurumun hedeflediği kitle açısından göz önünde bulundurması ve bu bağlamda hareket ederken dengeli olunması, imajın doğru hedef kitleye ulaşmasında önemli rol oynar. Üçüncü bölümde daha detaylı olarak işleyeceğim sanat sponsorluğu kısmında bu örnekleri çoğaltarak, kurumların sanat sponsorluğuna yaklaşımını örnekler ve röportajlar üzerinden daha detaylı değerlendireceğim.

Çevre Sponsorluğu

Teknolojinin gelişmesi ve insanoğlunun tüketim alışkanlıklarının değişmesiyle, lüksler ihtiyaçlarla anlam olarak iç içe girmeye başladı. İnsanlar hırsla tüketmeye, doğa ise tükenmeye devam etti. Kaynakların kısıtlı, ihtiyaçların sonsuz olması, bu çılgın tüketim zinciri içinde, insanları bir ayrıma getirdi; alarm veren doğanın sesini dinlemek veya aldırmayarak doğayı tüketmeye devam etmek. Küresel ısınmanın tüm dünyayı açıkça tehdit etmesi ve doğanın kızgın yüzünün açıkça görülmesi hem bireyleri, hem devletleri hem de kurumları harekete geçirdi. Doğadan aldığını doğaya geri vererek tüketmek, yani, bir diğer değişle yaratarak yok etmek yeni tüketim trendlerini belirledi. Geri dönüşümlü atıklar, çevre dostu tüketim alışkanlıkları, karbon emisyonu düşük binalar ve doğanın haykırışına kulak veren birçok yaratıcı çözüm türünün tehlike altında olduğunu ancak fark eden insanların ilgi odağı haline geldi. Kurumlar insanların bu yeni ilgi odağını iletişim aracı olarak kullanmakta geri kalmadılar.

Özellikle üretim süreçleri sonucu çevreye verdikleri zararla ön plana çıkan inşaat, yapı, ağır sanayi ve teknoloji gibi bazı sektörler için çevre sponsorluğu hayati önem taşımaktadır, çünkü bu sektörlerde faaliyet gösteren kurumlar salt çevre bilinci ve sorumluluğundan değil, kurumsal imajlarının bu konuda iyileştirilmesinden de sorumludur. Hem kamu hem de bireyler tarafından dikkatle takip edilip denetlenen bu kuruşlar çevreyle olan kötü ilişkileri kaynağıyla daimi bir baskı altında olduklarından, bu tip çalışmalar bu baskıyı bir nebze olsun hafifletebilir. Bunun en önemli örneklerinden biri WWF tarafından sürekli kötü propaganda tehdidi ile uzun süre uğraşmış olan yapı şirketi Lafarge, dernekle her seneye dağılmış olarak, 2 milyon dolarlık bir sponsorluk anlaşması imzalayarak, kendini bu baskıdan kurtarmıştır. Ancak nihai kazanıcının doğa olması beklenen bu projelerde çıkar çatışmalarının ve büyük bir maddi kaynağın merkezi olan sponsorluğun bu dalı bu tip çatışmalara meal verdiği için oldukça zorludur.

Şirketler kendileri proje üreterek veya çevre hareketi ile ilgilenen profesyonel sivil toplum örgütleri ve danışmanlık şirketleri tarafından üretilen projeleri destekleyerek çevre konusundaki duyarlılıklarını göstermeye çalışıyorlar. Tüketicilerine ‘biz bilinçli tüketicinin, bilinçli üreticisiyiz, hepimiz aynı taraftayız’ mesajını veriyorlar. Kurumlar bu ortaklıkları kurarken çevreye sağladıkları katkının yanı sıra isimlerini yanlarına koydukları diğer kuruluşların imajlarına da önem verirler. Örneğin Green Peace radikal aktivizmiyle birçok kurumun ortaklıklar kurmaktan kaçındığı bir marka profili çizerken, yine uluslararası bir örgüt olan Doğal Hayatı Koruma Derneği, aktivizme daha ılımlı yaklaşımıyla özel sektörden birçok kurumla işbirliği içine girmiştir. Örneğin, Türkiye’de bu konuda adından sıkça söz ettiren Garanti Banksı 1992’den bu yana Doğal Hayatı Koruma Derneği (WWF) Türkiye’nin ana destekçileri arasında yer almaktadır. Ayrıca doğal hayatı koruma vakfı ile yaptığı çalışmalar sonucu çevre ödülü kazanmıştır.

Doğanın teknolojiyle mücadelesi uzun soluklu ve zorlu bir mücadele olduğundan, bireylerin, ülkelerin ve kurumların bu konuya olan ilgisi de uzun vadeli olacaktır. Bunun farkında olan kurumlar da bu konuyu önemli bir iletişim aracı olarak kullanıp, sponsorluklar yoluyla, hem kendi imajlarını yapılandırmayı başaracak, hem de çevrenin sürekliliğine katkıda bulunmaya devam edecektirler.

Eğitim Sponsorluğu

Gelişmekte olan ülkelerde yoksullukla birlikte görülen en yaygın problemlerden biri eğitimsizlik. Nüfusun yoğun olduğu ülkelerde eğitim devletin tek başına altından kalkabileceği bir sorumluluk olmaktan çıkıyor. Eğitimsiz yetişen nesiller toplumların sosyal problemi olmaya aday, suç odağını oluşturuyor. Hal böyle olunca, bu toplumsal soruna kurumlar da tepkisiz kalamıyor ve faaliyet gösterdikleri çevrenin sorunlarıyla ne kadar ilgili olduklarının mesajını tüketicilerine vermiş oluyor. Eğitim, çevre sponsorluğundan farklı olarak, özellikle ülkemizde sektör ayırt etmeksizin her kurumun ilk üç sponsorluk alanından biri içine giriyor. Çünkü eğitim sorunu, toplumun geneline hitap edip, onu tek bir paydada buluşturan önemli bir konu.

Ülkemizde eğitim sponsorluğuna sayısız örnek verilebilir, fakat bunlar arasında başarıyla ön plana çıkmış en önemli proje bir iletişim operatörü olan Türkcell’in ‘Kardelenler’ Projesidir. 2000 tarihinde Türkcell önderliğinde Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği hayata geçirilen “Kardelenler-Çağdaş Türkiye’nin Çağdaş Kızları” projesi, Türkiye genelinde, okuma azmi ve kararlılığı gösteren 5.000 kız öğrenciyi kapsamaktadır. “Kardelenler” projesinde, ailelerinin maddi yetersizliği nedeniyle öğrenimlerine devam edemeyen kız çocuklara, eğitimde fırsat eşitliği sağlanması, meslek sahibi, ufku açık “birey”ler haline gelmeleri amaçlanmaktadır. Çok önemli bir konuya, doğru ortaklar, yerinde yaklaşım ve toplumun her kesiminden insanın takdirini kazanmış bir sanatçı, Sezen Aksu ile yola çıkarak, dikkat çeken bu projenin başarılı olması sürpriz olmadı. Proje hem kendi alanında bir ilk oldu hem de onu takip eden projeler için önemli bir kaynak oluşturdu. Eğitime verilen destek 2000 yılından bu yana hızla arttı; Türkcell’i sektörde takip eden rakipleri, Avea ‘Bilişim Teknolojileri Sınıfları’ projesi ile Vodafone ‘Öğretmene Destek’ projesi ile yarışa katıldı. Sadece telekomünikasyon sektöründen değil, hemen her sektörden eğitime destek arttı. (http://www.turkcell.com.tr/turkcellhakkinda/toplumsalduyarlilik/egitim/kardelenler)

Eğitim sorunu ülkenin geneline hitap eden bir sorun olması sebebiyle, en az çevre sorunu kadar zorlu ve uzun bir mücadele ile çözüm bekleyen bir sorun. İnsanların çocuklarını gelecekleri ve umutları olarak algıladıkları günümüzde önceliklerini de çocukları oluşturuyor. Şirketler de insanların önceliklerine duyarsız kalmayarak, iletişim çalışmalarını bu konulara yönlendiriyorlar. Aynı çevre sponsorluğunda olduğu gibi ‘sizin sorununuz bizim sorunumuz’ mesajı veriliyor.

Sosyal Sponsorluk

Sosyal sponsorluk alanı yapısının en dinamik olduğu sponsorluk alanıdır. Günümüz gelişmelerine göre kurumların yeniden yapılandırdığı bu alanda, eskiden sağlıkla ilgili konularla, yaşlı ve çocukların bakımıyla ilgili konular ele alınırken şimdi sosyal sponsorluğun çerçevesi değişmiş, kendi içerisinde yeni bir yapı oluşturmaya başlamıştır. Bu değişimin temel sebebi yine günümüz gelişmelerinin yarattığı yeni ihtiyaçlardır.

21. yüzyıl insanlık tarihinin en hızlı geliştiği, dijital dalganın tüm dünyayı vurduğu ve beraberinde küreselleşmeyle dünyanın her zamankinden çok daha fazla birbirine bağlı olduğu yeni bir düzen getirmiştir. Bu düzen içinde, birinin çok gelişip diğerinin küçük kaldığı, birinin obezite ile birinin açlıkla mücadele ettiği, birinin terörle mücadele edip diğerinin sonsuz barışla yaşayamayacağını kanıtlamış, Kuzey-Güney arasındaki derin ayrımın, aslında birbirini etkileyemeyecek kadar birbirinden uzak tutmadığını göstermiştir. 11 Eylül sonrası dünya, herhangi bir yerde gelişen bir olayın dünyanın her yerini derinden etkileyeceğini iyice öğretmiştir. Bu tarihsel gelişmeler ve dünyanın yeni bir dönüşüm içinde olduğu konjektör, kurumların tutumlarını da derinden etkilemiştir. İnsanlar artık kürenin sorunlarına kayıtsız kalmayan kurumlarla çalışmak, müşterisi olarak bir parçası oldukları kurumların bu sorunlara kendileri ile aynı duyarlılıkla yaklaşmasını istiyor.

Bu bağlamda sosyal sponsorluk alanında yapılan çalışmalar kurumlar için hayati önem taşıyor ve hatta onları yeni bir yapılandırmaya yönlendiriyor. Kurumsal iletişim departmanları altında yeni departmanlar açarak, sponsorluğu ve kurumsal sosyal sorumluluğu birbirinden ayırıp, eğitim, çevre ve sosyal sorumluluğu bu bağlamda ele alırken, sanat ve sporu sponsorluk adı altında topluyorlar. Böylece bu projelerde alanında uzman farklı iletişimciler tek tip konuya odaklanabiliyor. Kendi proje ekibini oluşturan kuruluşlar, sektörler arası ortaklıklarla başarılı projelere imza atıyorlar. Bazı şirketler daha da ileri giderek, kurumsal sosyal sorumluluk alanını genişletip, kendi vakıflarını kuruyorlar. Citigroup’un kurduğu Citi Vakfı ve Vodafone’un kurduğu Vodafone Vakfı buna en önemli örnektir. Tüm bu gelişmelerle sosyal sponsorluk alanı kurumlar için önemini korumaya devam ederken, eğitim, sağlık ve çevreye katkıları toplumları geliştirmeye devam ediyor.

Spor Sponsorluğu

Spor her kesimden, gelir grubundan ve yaştan insanın ortak alanı olduğu için her sektörden kurumların sıkça başvurduğu bir sponsorluk alanıdır. Spor aktiviteleri daha fazla insana ulaşabildiği için günümüzde en fazla tercih edilen sponsorluk türüdür. İki açıdan etkilidir; hem spor dalı seyircisi tarafından doğrudan kurumun duyurulması sağlanır hem de medya ve iletişim araçlarının spor olaylarına geniş yer vermesiyle kitle iletişim araçlarından da yararlanılır. Sporun evrenselliği ve herhangi bir dili olmamasında daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlar.

Grafiği görmek için bakınız: http://www.sponsorluk.gov.tr/v2/images/istatistikler/s1.jpg

Spor sponsorluğu doğrudan marka ve kurum imajını geliştirmek veya ürün tanıtımını arttırmak için kullanılır, birçok değişik şekilde gerçekleştirilir. Yukarıdaki grafikte de görüldüğü gibi birçok şekilde gerçekleştirilebilecek spor sponsorluğu temel olarak üç şekilde gerçekleştirilir; bireysel olarak sporculara destek olmak, spor takımlarının sponsorluğunu üstlenmek, ya da spor organizasyonlarının sponsorluğunu gerçekleştirmek.

(Tavlak, 1997, s.58)

Şirketler bireysel sponsorlukta, yıldız sporcuları hedefleyerek, onların başarılarına ortak olurlar. Örneğin Vestel 2003 yılında Süreyya Ayhan’ın resmi sponsorluğunu üstlenmiştir. Avrupa ve dünya çapında bir atlet olan Süreyya Ayhan yoluyla marka imajına katkı sağlamak ve markayı dünya çapında tanıtmak hedeflenmiştir. Aynı şekilde spor takımları sponsorluğu da şirketlerin geniş kitlelere ulaşmakta kullandığı önemli bir araçtır. Örneğin Türkiye’de yaygın bir şekilde takip edilen futbol kulüpleri, her sene onların sponsorluğunu almak için yarışan kurumlarla ciddi anlaşmalar imzalayıp, önemli destekler almaktadır. Futbol kulüplerinin sponsorlukları için kıyasıya rekabetin yaşandığı kurumlar, aynı mücadeleyi Türkiye Futbol Birinci Lig’ inin sponsorluğunu almada da gösterir. Yine iletişim sektöründen örnek vermek gerekirse Avea’nın dört büyük kulübün sponsorluğunu aldığı dönemde Türkcell Süper Lig sponsorluğunu almış, spor sponsorluğu alanında da rekabette geri kalmamanın yollarını bulmuştur.

Büyük kitlelere ulaşmakta futbol gibi ortak spor alanlarını tercih eden kurumlar, daha yüksek gelirli müşterilerine ulaşmak için golf, tenis, binicilik turnuvalarının organizasyonlarını üstlenmektedir. Müşteri grubu ile spor alanında bağ kurmak isteyen kurumlar, onların ilgi alanlarına yönelmektedir. Lüks giyim markası olan Vakko’nun 2003 senesinde düzenlediği Golf Turnuvası bu alanda yapılan sponsorluklara iyi bir örnek. Bu tip faaliyetler aynı zamanda iyi bir sosyalleşme ortamı oluşturdukları için markanın müşteri kitlesinin gelişmesini de önemli ölçüde etkiler. Diğer sponsorluk alanlarında olduğu gibi spor sponsorluğu da gelişime ve yeni projelere açık önemli bir sponsorluk aracıdır.

Sponsorluk Sözleşmesi

Sponsorluk Sözleşmesinin Tanımı

Sponsorluk sözleşmesinin tanımı sözleşmeyi yapan tarafların bakış açılarına göre değişiklik gösterebilir. Sponsorluk sözleşmesiyle ilgili farklı tanımlar vardır. İki tarafın da öne çıktığı bir kaç tanım örneğini paylaşacağım. İlk tanım olarak sponsoru öne çıkaran bir tanım seçtim.

Gerçek veya tüzel bir kişinin, başka bir şahsı, belirli bir olay, faaliyeti / organizasyonu ekonomik açıdan, örneğin parasal katkıda bulunarak, faaliyetin niteliğine göre gerekli maddi gereçleri sağlayarak, personel yardımı ya da bilgi yardımı (know – how) vererek ya da söz konusu faaliyet hakkında basın araçlarında haber yayımlatmak suretiyle desteklenmesidir.

Sözleşmeye desteklenen açısından ele alan tanıma göre ise sponsorluk sözleşmesi ile desteklenen sponsora, para, ayni edim ya da bir hizmet edimi karşılığında destek aldığı faaliyeti gerçekleştirmeyi ve sponsorun iyi bir görünüm yaratması ve tanıtım çerçevesinin genişletilebilmesi için isim, resim, logo vb. haklarını devretmeyi taahhüt eder.

(Grassinger, 2003, s.20)

Sponsorluk Sözleşmesinde Bulunması Gereken Bilgiler

a) Sponsorun adı, soyadı veya kanuni unvanı,

b) Sponsorun ikametgâh ve işyeri adresi,

c) Sponsorun bağlı bulunduğu vergi dairesi ve vergi kimlik numarası,

d) Sponsorluğun konusu,

e) Sponsorluk bedeli,

f) Faaliyetin veya tesisin yapımı, ikmali, bakımı ve onarımına ilişkin uygulama programı, başlama-bitiş tarihleri ve yeri,

g) Sponsorluğun başlama ve bitiş tarihleri,

h) Sponsorluk alanın hak ve yükümlülükleri,

i) Sponsorun hakları ve mücbir sebepler dışındaki yükümlülükleri,

j) Sponsorun taahhüt ettiği işle ilgili olarak varsa üçüncü şahıslarla yaptığı ya da yapacağı anlaşmalara ilişkin bilgi ve belgeler,

k) İhtiyaç duyulabilecek diğer hususlar,

l) Anlaşmazlıkların nerede ve ne şekilde çözümleneceği,

m) Sözleşmenin kaç maddeden ibaret olduğu, tarih, imza eden kişilerin adı, soyadı ve unvanı, belirtilir.

Sponsorluk Yapamayacak Gerçek ve Tüzel Kişiler

a) Genel ahlak ve adaba aykırı, zararlı ve kötü alışkanlıkları özendirici faaliyette bulunanlar.

b) Kamu ihalelerine katılmaktan yasaklananlar.

c) İlgili mercilerce hileli iflas ettiğine karar verilenler.

d) Sponsorluk yapan ancak taahhüdünü yerine getirmeyen veya eksik yerine getirenler.

e) Vergi ve SSK prim borcu olanlar.

( http://www.pozitifsmmm.com/Yazi/195.aspx )

Hukuki Açıdan Sponsorluk Sözleşmesi

Sponsorluk sözleşmesi, kanunlarımızda düzenlenmemiş ve uygulamanın ortaya koyduğu bir sözleşme tipidir. Bu sözleşmenin hukuki yapısını belirlerken, tarafların bu sözleşmeyi kurmadaki amaçları, menfaatleri, sözleşmeyle üstlendikleri hak ve borçları dikkate alınarak hangi sözleşme tipine girdiği belirlenmeye çalışılacaktır.

Sponsorluk alan ile sponsorlar arasında her iki tarafın hak ve yükümlülüklerini içeren yazılı sözleşme yapılması zorunludur. Sponsorlarla sözleşme yapmaya sponsorluk hizmetini alan kişi, kurum veya kuruluş yetkilidir. Sponsorun sözleşmedeki hükümleri illa yerine getirebilmesi için ticari hayatta faaliyet göstermesi gerekli değildir. Tüzel kişilerde sponsor olabilirler.

Yukarıdaki tanımlardan yola çıkarak sponsorluğun hukuki özeliliklerini belirtecek şekilde tanımlamak gerekirse,‘Sponsorluk iki tarafa borç yükleyen öyle bir sözleşmedir ki, bu sözleşme ile sponsor, desteklenene, onun herhangi bir faaliyetlerini gerçekleştirebilmesi için ihtiyaç duyduğu teşviki vermeyi taahhüt etmesine mukabil, desteklenen sponsorundan teşvik almak suretiyle yerine getirdiği faaliyeti icra ederken sponsoru kamuoyunda olumlu bir şekilde tanıtarak, onun iletişim amacına ulaşmasını sağlama borcu altına girer.’

‘Türk hukukunda sponsorluk kavramından 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınların Hakkında Kanunun 23. maddesinde söz edilmekle birlikte, Radyo ve televizyon programlarının desteklenmesi bakımından sponsorluğun tanımına , ‘Radyo ve Televizyon Kuruluşları Reklam Yayın İlkeleri ve Usulleri ile Reklam Gelirleri Üst Kurul Paylarının ödenmesi Hakkındaki Yönetmeliğin’ 12. maddesinin ilk fıkrasında yer verilmiştir.

Söz konusu hükme göre:

‘Program desteklemesi, yayına konu olan programların veya bu programlarda kullanılan görsel ve işitsel eserlerin üretimi dışında faaliyette bulunan gerçek veya tüzel kişilerin, kendi isimlerini ve markalarını tanıtmak ve intibalarını geliştirmek amacıyla doğrudan veya dolaylı olarak bir programın finansmanına ayni, nakdi veya sair suretlerle katılmalarını ifade eder.’ ’(Grassinger,2003, s.21–22)

2004’te değişen yasanın ardından çim hokeyi, badminton gibi adı çok bilinmeyen spor dalları bile sponsorlarla tanıştı. Bazı şirketler sponsorluk için yıllık 20–30 milyon YTL’lik bütçe ayırırken, sponsorlukta en kârlı çıkan şirketler ise Ülker, Türkcell, Bank Asya ve Çaykur oldu.

Sponsorluk Yasası’nın yürürlüğe girdiği 2004 yılından bu yana çim hokeyinden kick boksa kadar, sponsoru bulunmayan 29 ayrı spor dalında 77 milyon YTL’lik sponsorluk anlaşması imzalandı. Sadece geçen yıl 24 milyon YTL’lik anlaşma gerçekleştirilirken, futbol ve basketboldaki anlaşmalar da eklendiğinde sponsorlukların yıllık toplam bedeli 150 milyon YTL’ye yaklaştı.

Türkcell, Ülker, Bank Asya, Fortis, Petrol Ofisi, Avea, Garanti Bankası, Aroma, Beko gibi şirketler, milyon dolarlık sponsorluk anlaşmalarına imza atarken, 2008’de yapılan sponsorluk anlaşmalarından en karlı çıkan şirketler Türkcell, Ülker, Çaykur ve Bank Asya oldu. Bu şirketlerin destek verdiği kulüp ve etkinlikler, yazılı, görsel ve e-basında ön sıraları alarak, sponsorlarına da önemli bir tanıtım desteği sağlamış oldu.

Buz pateni, dans ve kick boks federasyonları da, yaratıcı televizyon programları geliştirerek hem lisanslı oyuncu sayısını artırdı hem de sponsor bulup gelir yarattı. Sponsorlukları artırmak için düğmeye basan Gençlik Spor Genel Müdürlüğü de mayıs ayı sonunda düzenlenecek “Türk Sporu Sponsoruyla Buluşuyor Kongresi” ile 58 federasyona sponsor bulma arayışına girdi. (http://www.ekonews.com/index.php?page=sub&pageid=7001&supplement=23)

Sponsorluk Sözleşmesinin Amacı

Sponsor Açısından

Sponsorun acısından sponsorluk sözleşmesinden ne anlaşılması gerektiği, aşağıdaki maddelerde açıkça sıralanmıştır

  • Sponsor tanıtımının yapılmasını arzu eder. Hemen tüm sponsorluk türlerinde sponsor olabildiğince geniş bir çerçevede tanınmak veya zaten geniş bir çerçevede tanınıyorsa, bunu muhafaza etmek ister. Özellikle fazla izleyici kitlesine sahip faaliyetlerin sponsorluğunda, izleyicilerin dikkatlerini, desteklediği faaliyet yoluyla kendi üzerine çekmek niyeti vardır. İmaj transferi olarak da adlandırılan bu durumda sponsor, desteklediği faaliyetin kamuoyunda bıraktığı hayranlık, memnuniyet gibi olumlu duygu ve düşüncelerin, böyle bir faaliyetin destekleyicisi olması sıfatıyla kendisine yansıyacağını düşünür. Bu düşüncesinde haklıdır da. Zira yapılan pazarlama araştırmalarında, sponsorun destekledikleri faaliyetlerin orijinallikleri, estetik yönleri, başarıları kısaca bu faaliyetlerin veya faaliyeti icra eden kişilerin izleyicilere, kamuoyuna yaydıkları olumlu havanın, duyguların, dolaylı olarak sponsora da yansıdığı görülmektedir. İşte bu sebeple de sponsorlar bu imaj transferinden yararlanarak, kendi görünümlerini yenilemeyi, hoş bir imaj yaratmayı, kısaca desteklenenin bıraktığı olumlu imajı kendi üzerlerine geçirmeyi hedeflerler. Sponsorun sponsorluk yoluyla imajını kuvvetlendirmesi ve/ veya yenilemesi, kamuoyuna sıcak mesajlar vermesi bakımından medyanın işlevi ve önemi oldukça fazladır. (Grassinger, 2003, s.26)
  • Orta ve uzun vadeli sponsorluk ilişkilerinde hedeflenen kitleye ticari olmayan bir yolla ulaşılmak hedeflenmektedir. Bu sayede hedef kitle üzerinde olumlu bir imaj ya da mevcut imaj pekiştirilmiş olur.
  • Özellikle reklam söz konusu olduğunda kanuni yolar ile yasaklanmış – engellenmiş şirketler sponsorluk yolunu seçerek istenilen hedef kitleye ulaşabiliyorlar. Özellikle alkollü içeceklere bakıldığında kanunda sponsorluk yapmalarını engelleyecek bir madde bulunmazken tütün ve tütün mamulleriyle ilgili yapılan son anayasa değişikliği gereği bu ürünlerin Türkiye’de sponsorluk yapmaları da engellenmiştir. Bu yasa ile ilgili madde aşağıdadır;

MADDE 3 – (1) Tütün ürünlerinin ve üretici firmaların isim, marka veya alâmetleri kullanılarak her ne suretle olursa olsun reklam ve tanıtımı yapılamaz. Bu ürünlerin kullanılmasını özendiren veya teşvik eden kampanyalar düzenlenemez. Tütün ürünleri üreten ve pazarlamasını yapan firmalar, her ne surette olursa olsun hiçbir etkinliğe isimlerini, amblemlerini veya ürünlerinin marka ya da işaretlerini kullanarak destek olamazlar.

(2) Tütün ürünleri sektöründe faaliyet gösteren firmaların isimleri, amblemleri veya ürünlerinin marka ya da işaretleri veya bunları çağrıştıracak alâmetleri kıyafet, takı ve aksesuar olarak taşınamaz.

(3) Tütün ürünleri sektöründe faaliyet gösteren firmalara ait araçlarda bu ürünlere ilişkin markaların tanınmasını sağlayacak bir uygulamaya gidilemez.

(4) Firmalar her ne amaçla olursa olsun üretilen ve pazarlaması yapılan tütün ürünlerini bayilere veya tüketicilere, teşvik, hediye, eşantiyon, promosyon, bedelsiz veya yardım olarak dağıtamazlar.

(5) Her ne amaçla olursa olsun, tütün ürünlerinin isim, logo veya amblemleri kullanılarak bildirim yapılamaz, basın-yayın organlarına ilân verilemez.

(6) Televizyonda yayınlanan programlarda, filmlerde, dizilerde, müzik kliplerinde, reklam ve tanıtım filmlerinde tütün ürünleri kullanılamaz, görüntülerine yer verilemez.

(7) Sağlık, eğitim ve öğretim, kültür ve spor hizmeti verilen yerlerde tütün ürünlerinin satışı yapılamaz.

(8) Tütün ürünleri onsekiz yaşını doldurmamış kişilere satılamaz ve tüketimlerine sunulamaz.

(9) Onsekiz yaşını doldurmamış kişiler, tütün ürünü işletmelerinde, pazarlanmasında ve satışında istihdam edilemez.

(10) Tütün ürünleri, paket açılarak adet şeklinde veya daha küçük paketlere bölünerek satılamaz.

(11) Tütün ürünleri, yetkili satıcı olan yerlerin dışında; otomatik makinelerle, telefon, televizyon ve internet gibi elektronik ortamlarla satılamaz ve satış amacıyla kargo yoluyla taşınamaz.

(12) Tütün ürünleriyle ilgili izmarit, paket, ağızlık, kâğıt ve benzeri atıklar çevreye atılamaz.

(13) Tütün ürünleri, onsekiz yaşını doldurmamış kişilerin doğrudan ulaşacağı ve işletme dışından görülecek şekilde satışa arz edilemez. Tütün ürünleri satış belgesi olmaksızın ve satış belgesinde belirtilen yerin dışında satışa sunulamaz.

(14) Her türlü sakız, şeker, çerez, oyuncak, kıyafet, takı, aksesuar ve benzeri ürünler tütün ürünlerine benzeyecek veya markasını çağrıştıracak şekilde üretilemez, dağıtılamaz ve satılamaz.”

  • Destekleyen durumundaki sponsorun toplumsal sorumluluk anlayışını kanıtlama ve kamuoyunda güvenilirlik yaratma arzusu, bilhassa sanat ve sosyal faaliyetlerin sponsorluğunda sponsor, sponsorluk vasıtasıyla toplumsal sorumluluk bilincinde olduğunu kanıtlayarak, toplumda kendisine karşı bir güvenin oluşmasını, belirli bir saygınlığa ulaşmayı hedefler.
  • Müşteri, çevresi ve diğer önemli kişilerle ile iyi ilişkiler kurma, mevcut ilişkileri geliştirme amacındadır. Özellikle sosyal ve sanat sponsorluğunda sponsor önem verdiği kişilerle birebir ilişki kurarak reklam yoluyla ulaşamayacağı bu kitle ile bağlantı kurmayı, onları bu yolla etkilemeyi hedefler.
  • Sponsorun kendi bünyesinde çalışan elemanlarını motive edebilmesi desteklenenin ihtiyacı olan eğitimli personeli kendi bünyesinden sağlayarak, kendi çalışanlarını sponsorluk ilişkisine sokmasıyla da gerçekleşebilir. Ancak bu amaç, diğer amaçların yanında yer alan tali bir amaçtır ve sosyal sponsorluk türlerinde pek etkili değildir. (Grassinger, 2003, s.27)
  • Özellikle sponsorun desteklediği ürünle belli bir bağ halinde olması sponsorun, sponsorluk yoluyla dolaylı olarak ürünlerin satışını arttırması düşüncesini iletişim amaçlarından sayabiliriz.

Desteklenen Açısından

Sponsorluk sözleşmesinde desteklenenin amacı ise kural olarak normal koşullarda ekonomik sıkıntı sebebiyle yerine getiremeyeceği faaliyeti ve tanımı sponsor sayesinde gerçekleştirmektedir. Bu açıdan sponsor, desteklenen için ekonomik açıdan yardımcı bir kaynaktır. (Grassinger, 2003, s.29)

Günümüz ekonomisinde global olarak gerçek olan bir şey var ki oda kültürel, sportif ya da sosyal alanlarda yapılmak istenen faaliyetlerin gerçekleşmesinin ancak büyük şirketlerin desteklemesi ile yapılacağıdır. Bu desteğin desteklenen açısından kamuoyunda yapılacak olan etkinliğin tanıtımının yapılması gibi yararları vardır. Gerek görsel gerekse yazılı basında sponsor kadar önde olmasa bile yer alır. Kimi zaman desteklenen sponsorun önüne geçip destekleme amacını ters çevirebilir. Örneğin çok ünlü bir pop şarkıcısı olan Michael Jackson Pepsi cola’nın sponsorluğunu kabul etmesi gibi.(Granssinger, 2003, s.30)

Sponsorluk Sözleşmesinin Önemi

Sanat faaliyetleri, ihtiyaçlar listesinde ilk üç sırada yer almadığından, ancak gelir düzeyi belirli yükseklikte olan insanların ilgi alanına girmektedir. Tüketim sırasına göre, gıda, sağlık, eğitimden çok sonra gelen sanat faaliyetleri, bu sebeple ekonomik krizlerde ilk acil çıkış kapısını oluşturmakta, bütçedeki en ufak kısıtlamadan bu aktiviteler etkilenmektedir.

Bu bağlamda ekonomik krizlerden ilk etkilenen kuruluşlar arasında sanat kuruluşları yer almaktadır. Hedef kitlelerini, ekonomik sıkıntılardan dolayı kaybeden bu sanat kuruluşlarının faaliyetlerini finanse edebilmek için, kaynak bulma ihtiyacı gündeme gelmiş, tamda bu noktada kurumsal kimliğini kendi hedef kitlesine farklı yollarla tanıtmak isteyen kurumlarla yolları kesişmiş, sponsorluk bu karşılıklı arayışta önemli bir çatı olmuştur.

Yeni bir kavram olarak ortaya çıkan sponsorluğun hızlı ve sağlam adımlarla kurumsal şirketler arasında yayılmasının en önemli sebebi, sponsorluğun klasik reklamcılığa kıyasla sahip olduğu avantajlardır. Televizyonun neredeyse girmediği ev kalmadığı, gazetelerin çok uygun fiyatlara ve hatta ücretsiz olarak dağıtıldığı, görsel ve yazılı her türlü reklamın istem dışı olarak bireyleri çevrelediği günümüzde, bu reklam fazlalığı, tüketicide hem doygunluk hem de aksi tepki yaratabilmektedir. Kurumlar, milyon dolarlar harcanarak yapılan reklamların zaplanması, kiralanan billboardların önünden bakılmadan geçilmesiyle, bu aşırı reklam patlaması sonucu körleşen tüketiciye ulaşmanın yaratıcı yollarına yönelmiştir. Doğrudan reklam anlayışının bu aşırılıkla köreldiği günümüzde, sponsorluk finansal zorluklar içinden geçen sanat kuruluşları için ne kadar hayatiyse, pazarlama ve kurumsal iletişim stratejisi olarak sıkışan kurumlar için de bir o kadar önemlidir. Hedef kitlesine, müşterisinin en keyifli, en eğlendiği anda ulaşmak isteyen şirketler, böyle ortamlar yaratmayı da bu bağlamda görev edinmişlerdir. Müşterilerinin ağırlıklı olarak beğendiği, sanat, spor ve sosyal faaliyetlerine katkı sağlayan şirketler, dolaylı bir yolla hedef kitlesine ulamış, reklamlarını dolaylı olarak en uygun zamanda yapmayı başarmışlardır. Daha yeni ve yaratıcı bir iletişim yaklaşımı olarak da algılanabilecek sponsorluk çalışmaları sayesinde kurumlar kalıcı ve kaliteli etki bırakmaktadırlar.

Sponsorluğun bir başka avantajı da kurumların daha geniş mekân ve güzel imkânlarla, sınırsız alanda haksız rekabete maruz kalmaksızın iletişim çalışmalarını yürütebilmesidir. Örneğin reklam yapması yasak bazı ürünlerin bu yolla reklamı sağlanabilecek, bu sektörlerin iletişim malzemesi ağırlıklı olarak sponsorluk üzerinden olacaktır. Reklamda daha az belirlenebilen hedef kitle, sponsorluk çalışmalarında çok daha belirli bir kitleye dönüşmektedir. Dolayısıyla sponsorluk çalışmalarının önemli avantajlarından biri de gerçek hedef kitleye, doğru zamanda, doğru yerde, doğru faaliyetler aracılığıyla ulaşmasıdır.

Yaratıcı bir iletişim aracı olan sponsorluk, günümüzde ciddi bütçeler ayrılarak yapılan reklamın bütçedeki dilimini paylaştıkça, bu konuya ayrılan bütçeler de çok büyümektedir. Dolayısıyla kurumlar karşılıklı bir sözleşme dâhilinde gerçekleştirilen bu çalışmalar için kendilerine en uygun kriterleri dikkatle belirlemelidirler. Bu sebeple, kurumlar içinde kurumsal iletişimle en sık çalışan departmanlardan biri de hiç kuşkusuz hukuk departmanlarıdır. Projeler kâğıt üzerindeki taslak hallerinden uygulamaya geçmeden, hem sponsor, hem desteklenen kurum, verdiği sözleri iyi belirlemeli, ciddi yaptırımları olan bu sözleşmenin kriterlerini buna göre belirlemelidir. Sözleşmede geçen tarihler, kişiler, yerler, süreler iki taraf için de önemli ve uyulması gereken sözlerdir. Sözleşme koşullarının karşılıklı doğru uygulanması hem projenin başarısı açısından önemli bir faktör hem de gelecek projeler için iyi bir ortaklığın indikatörüdür.

Kurumlar Açısından Sanat Ve Kültür Sponsorluğu Ve Örnek Kurumlar

Sanat Ve Kültür Sponsorluğu

İlk bölümde sanat ve kültür sponsorluğu hakkında azda olsa bilgi vermiştim. Bu bölümde sanat ve kültür sponsorluğunu kurumlar açısından örnekler vererek ayrıntılı bir şekilde işleyeceğim.

Sanat ve kültür sponsorluğu birbirinden ayrılmaz terimler olarak kullanılsa da, şirketler daha geniş çerçeveye sahip olan kültür sponsorluğu anlayışıyla hareket eder, çünkü sanat anlayışı kişiden kişiye değişirken, kültür insanların maddi, manevi, sosyal alanda ortaya koyduğu hayat tarzı ve anlayışıdır. Şirketlerin sponsorluğa yönelmedeki temel güdüsünü oluşturan hedef kitleyle iletişme geçerek, ortak anlayış yaratma yoluyla, kurumlarla kişiler arasında kopmaz bağlar oluşturmaktır. Kültür insanları ve kurumları birbirine bağlayan bu bağlardan en önemli ve sağlamı olduğu için şirketlerin sıkça kullandıkları bir alandır.

Kültür- Sanat sponsorluğu spor sponsorluğuna göre daha az harcama gerektirir.Yapılacak sponsorluğun toplumun hangi kesimine hitap edeceği iyi belirlenmelidir.Bu sayede duyurulması daha kolay ve net biçimde olur. Spor sponsorluğuna harcanan bütçe kültür-sanat alanında harcanan bütçeye göre daha fazladır. Özelikle kültür-sanat sponsorluğunda ana sponsorun desteklediği kuruluştan desteğe karşı bir takım beklentileri olur.

Tüm basili materyal ve reklam gereçlerinde logo kullanabilmek,
Katalog, program ve dergilere reklam verebilmek,
Davetiye almak,
Ürünü tanıtma olanağı elde etmek,
Resmi destekleyici tanıtımını bir süre kullanabilme.
Yan sponsorların beklentileri:
Basın toplantılarına katılmak,
Panolarda yer almak,
Tüm program içinde tek bir gösterinin sponsorluğunu yapmak veya firmaya ait bir gösteri düzenlemek,
Katalogda firma adinin anılması, reklamın basılması,
Reklam gereçlerinde kuruluş logosuna yer verilmesi.

Sanat ve kültür sponsorluğu müzik, opera, tiyatro, heykeltıraş, resim, fotoğraf, sahne sanatları, bale, operet, orkestra, koro, edebiyat, kişisel sanat/sanatçı, film ve televizyon programı, sergi, müze gibi alanları desteklemektedir.’ (Okay, 2005, s.128)

Sanat sponsorluğuna yapılan harcamalar son yıllarda hemen hemen tüm ülkelerde artış göstermesine rağmen, artış hızı ve harcanılan miktar bakımından spor sponsorluğuna yetişmesi son derece güç görülmektedir. Birleşik krallıkta kuruluşların sanata yaptığı yatırım 1976 yılında tahminin 846.060 Euro iken, 2003 yılında 212 milyon Euro’ya çıkmıştır. Bu kayda değer büyümeye rağmen Avrupa’da sponsorluk hala nispeten gelişmemiş ve pazarlama karmasının altında işletilen bir kısım olarak yer almıştır. (The European Sponsorship Newsletter, 2003 )

Sponsorluğun gelişmesiyle birlikte sanat kolları da kendi içinde ayrılarak desteklenmeyi bekleyen yeni alanlar ortaya çıkmıştır.

ALANLAR ORTAYA ÇIKIŞ ŞEKİLLERİ
Tiyatro -Opera

-Operet

-Bale

-Oyun

Sergiler -Müze

-Galeri

-Kuruluşa ait binalar

Müzik -Klasik müzik (konserler, orkestra, koro vb)

-Eğlence müziği (konserler, turneler, festivaller.)

Basım yayım -Seyahat rehberi

-Resimli yayınlar

-Diğer kitaplar

Film -Sinema Filmleri

-Televizyon yayınları

(Okay, 2005, s.129)

Kültür- sanat sponsorluğu destekleyen şirketler için farklı olanaklara sahiptir. Örneğin özelilikle yeni açılan müzelerin destekçilerinin artması için müze içerisinde hem müzenin tanıtımının yapılacağı hem de müzeyi destekleyen çevrenin sosyalleşme ortamı bulacağı bir organizasyon gibi bir kaç hedefe birden ulaşıldığı yaratıcı sponsorluk faaliyetlerinin arttırılması gerekmektedir. Çünkü bu tip faaliyetler sanat kuruluşlarının tanıtımını yaparken onları destekleyen kişi ve kurumlarda kendi sosyal ve kurumsal iletişimlerini gerçekleştirmiş olurlar. Burada yaratıcılıktan kasıt karşılıklı kazanımların en üst düzeye çıkarılmasıdır.

Kültür – sanat sponsorluğunu üç bölümde incelenir.

Müzik Sponsorluğu

Müzik olayların sponsorluğu, bir konseri, festivali ya da turneyi finansal olarak desteklemek için kaynak bulma ihtiyacının dışında, kuruluşlar ya da markalar için 12-25 yaşları arasında bulunan önemli bir hedef grupla iletişim kurma ihtiyacından kaynaklanmıştır. Müzik sponsorluğu çerçevesinde konserler, orkestralar, korolar, turneler, festivaller, vb. faaliyetlerin ayni ve nakdi olarak desteklenmesi mümkündür.

Seçilecek müzik grubu, solisti ya da müzik türü sponsorun ulaşmak istediği hedef grubun beğenilerine ya da sponsorun vermek istediği imaj özelliklerine göre belirlenmelidir. Müzik sponsorluğu ile yapılmak istenilen gençlere ulaşmaksa, daha çok gençlerin beğendikleri müzik türü seçilebilir.(Okay.2003, s.130)

Gösteri Sanatları Sponsorluğu

Gösteri sanatlarında sponsorluğu yapılan sanat dalları opera, operet, bale ve tiyatrodur. Burada da genel bir gruba destek yapıldığı gibi sadece sanatçılara ve organizasyonlara da mali, malzeme teçhizat ya da hizmet desteğinde bulunulmalıdır. Gösteri sanatlarından herhangi bir dalın sponsorluğunu yapan kuruluş, yapmış olduğu bu desteği programında, afişlerde, ilanlarda, basın bildirilerinde, özel misafirler için hazırlanmış olan davetiyelerde vb yerlerde belirtebilir. Ayrıca düzenlenecek misafirperverlik faaliyetleriyle de kuruluş, müşterileriyle sponsorluğu yapılan sanat dalının sanatçılarını bir araya getirerek olumlu bir havanın oluşmasına katkıda bulunabilir.(Okay 2003, s.136)

Sergi Sponsorluğu

Sergi sponsorluğu, müzelerin, galerilerin, müze ve galerilerdeki özel resim, grafik, fotoğraf, heykel sergilerinin her türlü şekilde desteklenmesini içermektedir. Sergi sponsorluğunu yapan bir kuruluş, kendi binasında bazı eserleri sergileyebileceği gibi, mekân, malzeme ve mali katkı bekleyen kişi ve kuruluşa da destekte bulunarak sergilerin gerçekleşmesini sağlayabilir. Sergi sponsorluğu yapan bir kuruluş, yapmış olduğu desteği basın bültenlerinde, davetiyelerde, program kitapçıklarında, kataloglarda, afişlerde belirtebilir; çalışanlarının ve önemli müşterilerinin bir araya gelebileceği eğlence ve misafirperverlik faaliyetleri düzenleyebilir. (Okay 2003 s.138)

Medya Analizi

Arya sponsorluk ve araştırma şirketi 2006’ da iş dünyasının sponsorluk projelerine dair tutum ve davranışlarını ortaya çıkarmak için sponsorluk araştırması yapmıştır. Online anket yöntemi ile uygulanmış olan bu araştırma 500 büyük şirketin 1800 yöneticisine gönderilmiş, %5 gibi bir katılımla tamamlanmıştır. Kurumların, sponsorluğa yaklaşımının değerlendirilmesi için önemli bir istatistik araştırması olan anketlerin tezle ilgili sorularına yer verdim. Uygulamalar kısmında kendi yaptığım röportajlarla da desteklenecek bu sayısal bilgilerin kurumların sponsorluğa yaklaşımını anlamak açısından önemli olduğunu düşünüyorum.

Sponsorlukla ilgili çalışmaları şirketinizde hangi birim yürütüyor?

Kurumsal İletişim Departmanı: %40

Pazarlama Müdürlüğü: %26

Reklam ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü: %23

Pazarlama ve İletişim Müdürlüğü: %3

Üst Yönetim: %1

Stratejik Planlama ve Pazarlama Müd.: %1

Yurtdışı Genel Merkez: %1

2005 ve 2006 yılı sponsorluk bütçenizi karşılaştırdığınızda, geçen seneye oranla sponsorluk bütçenizde artış oldu mu?

Evet, artış oldu: %60

Hayır, olmadı: %36

Cevap yok: %4

Ortalama artış oranı % 36 olmuştur.

Sizce sponsorluk nedir, nasıl tanımlıyorsunuz?

Kurumların konser, festival, spor organizasyonları vb. etkinliklere destek olarak kurumsal itibar ve marka bilinirliklerini arttırmalarını sağlayan pazarlama aracı: %68

Kurumların spor, kültür sanat, eğitim, çevre, sağlık, arkeoloji gibi konularda toplumsal fayda sağlaması: %40

Sosyal sorumluluk projeleri: %30

Halkla ilişkiler fonksiyonu: %21

Reklam aracı: %14

Sizce sponsorluk nedir, nasıl tanımlıyorsunuz?

Pazarlama aracı: %42

Kurumların Sosyal Sorumluluğu: %22

Hem sosyal sorumluluk hem de pazarlama aracı: %34

Diğer: %2

Sponsorluk projelerini seçerken sizin için önemli olan amaçlar nelerdir?

Kurumsal itibara katkı: %87

Toplumsal sorumluluk/toplumsal fayda: %77

Bilinirlik/görünürlük arttırma %63

Marka sadakatini arttırma %50

İmaj değiştirme/güçlendirme: %42

Satışa destek: %30

Sponsorluk projelerinizin konusunu seçerken nelere dikkat edersiniz?

Kurum misyonu-vizyonu ile örtüşmesi: %94

Farkındalık yaratabilmesi %73

Marka vaadi ile örtüşmesi %67

Bütçe %54, Çok kişiye ulaşabilmesi %46

Hiç ele alınmamış bir konu olması %15

Toplumun istediği konuları içermesi %15

Çalışanların katılabilmesi: %6

Kurumunuzda şu anda hangi sponsorluk faaliyetini yürütüyorsunuz?

Sosyal Projeler (Eğitim, Sağlık, Çevre, Arkeoloji vb.): %60

Etkinlik/Organizasyon (Konser, Festival vb): %56

Kültür Sanat (Tiyatro, Dans, vb): %41

TV (Dizi, Yarışma vb):%30

Spor (Takım Sporları): %27

Spor (Bireysel sporlar): %22

Sponsorluk faaliyetlerini bir kurum, vakıf, dernek, federasyonla birlikte gerçekleştiriyor musunuz?

Evet: %63*

Hayır: %37

* Bakanlıklar, BKM, Çekül, ÇYDD, IKSV, Federasyonlar, İfsak, İstanbul Modern, Milli Olimpiyat Komitesi, Sakıp Sabancı Müzesi, Motor Sporları Federasyonu, Spor Kulüpleri, Tarih Vakfı, TEGV, TEMA, TEV, TOÇEV ile

Yürüttüğünüz sponsorluk faaliyetlerinin gazete, dergi vb. Kanallar aracılığı ile iletişimini yapıyor musunuz?

Spor (Bireysel Sporlar): %82,4

Etkinlik/Organizasyon (Konser, Festival vb.): %81,8

Sosyal projeler (Eğitim, sağlık, çevre, arkeoloji vb.):%74,5

Sanat ve Kültür (Sinema, Tiyatro, Dans vb.): %68,8

Spor (Takım sporları): %66,7

Televizyon (Dizi, TV Programı, Yarışma vb.): %39,1

Ortalama: %71

Önümüzdeki 2 yıl içinde sponsorluk harcamalarınızın hangi alanlarda artacağını, hangi alanlarda azalacağını veya hangi alanlarda aynı kalacağını düşünüyorsunuz?

Artacak/Aynı kalacak: %48

Azalacak: %5

Önümüzdeki 2 yıl sponsorluk düşünmüyoruz: %30

Bilmiyor/Cevap Yok: %18

Önümüzdeki 2 yıl içinde sponsorluk harcamalarınızın hangi alanlarda artacağını, hangi alanlarda azalacağını veya hangi alanlarda aynı kalacağını düşünüyorsunuz?

Televizyon: Artacak/Aynı Kalacak:%30, Azalacak:%6, 2 yıl içinde bu alanda sponsorluk düşünmüyoruz: %42, Bilinmiyor/cevap yok: %22

Etkinlik/Organizasyon: Artacak/Aynı Kalacak:%58, Azalacak:%8, 2 yıl içinde bu alanda sponsorluk düşünmüyoruz: %22, Bilinmiyor/cevap yok: %13

Spor (Bireysel): Artacak/Aynı Kalacak:%21, Azalacak:%6, 2 yıl içinde bu alanda sponsorluk düşünmüyoruz: %47, Bilinmiyor/cevap yok: %26

Spor (Takım): Artacak/Aynı Kalacak:%40, Azalacak:%3, 2 yıl içinde bu alanda sponsorluk düşünmüyoruz: %37, Bilinmiyor/cevap yok: %21

Sanat ve Kültür: Artacak/Aynı Kalacak:%62, Azalacak:%4, 2 yıl içinde bu alanda sponsorluk düşünmüyoruz: %18, Bilinmiyor/cevap yok: %17

Sosyal Projeler: Artacak/Aynı Kalacak:%74, Azalacak:%1, 2 yıl içinde bu alanda sponsorluk düşünmüyoruz: %12, Bilinmiyor/cevap yok: %13

Örnek Kuruluşlar Ve Uygulama

Avea ile Röportaj

Avea’nın kurumsal kimliğini nasıl tanımlarsınız? Kurumsal iletişim departmanının şu an üzerinde çalıştığı projeler neler?

Avea genç ve yenilikçi bir operatör, kurumsal iletişim departmanında sponsorlukla ilgilenen 2 bölüm var. Bunlar kurumsal sosyal sorumluluk ve sponsorluk yönetimi ve etkinlik yönetimi. Önümüzde ki programda iki tane kongre var.

Sponsorluk yaptığı alanlar neler? Bu alanları neye göre belirliyor?

Çeşitli üniversiteler ve liselerle Galatasaray Lisesi’nde önümüzdeki hafta bir kongre var. Onun dışında sürekli devam eden bazı medya sponsorluklarımız var. Mekân sponsorluklarımız var. Bir de futbolla ilgili Eylül ayında bir projemiz var.

Sosyal sorumluluk tarafında Bu projeleri belirli ortaklarla mı yapıyor? Öyleyse bu ortakları neye göre seçiyor, projelerini hangi kriterlere göre değerlendiriyor ve proje ortağı oluyor?

Bilişim teknolojileri diye bir eğitim bakanlığımızla yaptığımız bir proje var, 2 yılda 200 tane okula bilişim teknolojileri sınıfı kurduk. Bunlar Avrupa Birliği standartlarında sınıflar içlerinde akıllı tahta var, her sınıfta bilgisayar var. ‘Hayatımın Fikri’ projesi var. Toplum Gönüllüleriyle birlikte yürütüyoruz. 3 sınıf 4. sınıf ya da mastır yapan öğrenciler katılabiliyorlar. Okullara gidip girişimcilik dersleri veriyoruz. Ayrıca Zihinsel Engelliler Vakfı’yla ortak çalışarak zihinsel engellilere istihdam sağlamaya çalışıyoruz.

Sanat sponsorluğu yapıyor mu? Yapıyorsa ana motivasyonları neler? Hangi konulara hangi sebeplerle eğiliyor? Örn; reklam mı, müşteri kitlesine ulaşmak mı, sanatı desteklemek mi, toplumsal fayda sağlamak mı?

Sponsorlukla sosyal sorumluluğu ayırmak lazım. Sosyal sorumluluk topluma fayda sağlamak, destek vermek amacıyla yapılıyor. Sponsorluk ise sadece kurum imajına destek sağlamak amacıyla yapılıyor dolayısı ile sosyal sorumluluk gibi karşılıksız bir şey değil. Sektörel sponsorluklar var. Müzik, mekân, medya sponsorluklarımız var. Spor sponsorluğumuz var. Sporda futbolu öncelikli tutuyoruz, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor’a ana sponsor, Beşiktaş’a kol sponsoru olduk. Sanata sponsorluğuna bakarsak İstanbul moderni söyleyebiliriz. Kurucusu ve ana sponsorlarındanız. Çeşitli sergiler yapılıyor. Bunları destekliyoruz. Geçen sene yaptığımız bir fotoğraf sergisi oldu. Nuri Bilge Ceylanla bir resim sergisi yapmıştık. Fakat sürekli bir çalışma değildi. Yani Avea sürekli olarak fotoğraf sanatını destekler gibi bir iddiamız yok.

Müzik sponsoru olarak ne gibi şeyler yapıyorsunuz?

Tek bir sanatçı ile çalışmıyoruz, gruplara sponsor oluyoruz. Bize bağlı olarak, gençlere yönelik ‘Patlıcan’ adında bir oluşumla çalışıyoruz. Patlıcan grubu kendi organizasyonlarını kendi yapıyor. Biz Harbiye açık havada konserler veriyoruz. 4. senesi oldu artık gelenekselleşti. Patlıcan genç kitleye yönelikken Harbiye’de genel hedef kitle hedeflendiği için İbrahim Tatlıses’le de çalışabiliyoruz. Sanatçının marka imajıyla örtüşmesi önemli. Sanatçının medyadaki yeri, toplumun gözünde bulundurduğu değerler falan çok önemli. Bu çok hassas bir konu.

Yukarıdaki soruları da göz önüne alırsak, Avea yaptığı bu çalışmalarla hangi hedef grubuna ulaşmayı hedefliyor? Hedef kitlesini neye göre belirliyor?

Tek ve sabit bir hedef kitlemiz yok. Birincil olarak gençler hedef kitlemizde fakat kobilerde hedef kitlemiz kamu çalışanları da. Kültür sanat sponsorlukları genelde genç kitleye yöneliktir. Fakat teknoloji fuarına bakıldığında kobiyi kurumsal iş çözümleri varsa şirket çalışanlarını da hedefleyerek çalışıyoruz.

Masstival gibi büyük organizasyonların kurumsal kimliğe doğrudan katkısı neler? Böyle bir organizasyonla imaj transferi nasıl gerçekleşiyor?

Gençlik ve yenilikçili canlılık ve dinamizme katkısı var.

Ülkemizde sanat sponsorluğu alanında yaşanan sorunlar nelerdir?

Sanatın pek çok kotu var. Bunlardan bazıları öne çıkmış durumda. Mesela müzik. Bu yüzden bütün firmalar müziğe yönelmiş durumda. Rock ve pop müzik ön planda. Bu konuda benzer bir alanda sporda var. Her zaman için futbol ön planda oluyor arkasından basketbol geliyor. Bu sıralar golf’ta ön plana çıkmış durumda. Belirli başlı alanlar ön plana çıkıyor. Heykelciliğe sadece Aygaz’ın sponsorluğu var. Homojen bir dağlım yok. Bu yüzden bazı sanat dalları daha pasifize ve geri planda kalabiliyor. Hatta öyle oluyor ki bazı sanat dalları sosyal sorumluluk alanında desteklenecek hale geliyor. En büyük problemi bu.

Bu alanda çalışan birisi olarak çözüm yolu için ne önerirsiniz?

Bu yüzden firmalar sanat sponsorluğuna yaklaşırken aynı zamanda kurumsal sosyal sorumluluk anlamında da yaklaşmaları gerekir.

IKSV ile Röportaj

Her festival için farklı sponsorluk stratejileri mi geliştiriyorsunuz? Öyleyse sponsorluklar arasında stratejik farklar neler?

37 sene önce Cumhuriyetin 67. yılında kurulmuş ilk başlarda %60 destekle fakat şuanda tersine dönmüş % 70 oranında bir sponsorluk geliri var. Sponsorluk Iksv için kaçınılmaz. Iksv de sponsor bulamazsa mümkün değil bunların olması. %3-4 değişen bir devlet desteği var. Bilet geliri ise % 2-3. İlk başta sponsorluk kategorileri yaptık. Bu kadar desteği bir araya getirmek için ne yapabiliriz diye düşündük. Farklı kategorilerde farklı sınıflar yaratıldı. Bir kurumsal sponsorluk yarattık. Onun altında gösteri sponsorluğu, basın sponsorluğu, servis sponsorluğu gibi çeşitli sponsorluk sınıfları var. Bunları bir araya getirdik. Dünyada bu kadar çok festivali bir arada yapan tek vakıf biziz. .Müzik festivaline baktığımızda hedef gençler. Yıllar itibari ile festival izleyicisinde bir gençleşme var. Yine en ağırlıklı olan müzik festivali. Müzik festivali festivallerin direği. İlk onunla başlamış zamanla film festivali, tiyatro festivali bienal ve caz olarak gelişmiş ve beş ayrı festival olarak düzenlenmiş. Film festivali gençlere yönelik ve tüketime yönelik pazarlanması gerekiyor. Müzik festivali daha çok ev sahipliği ağırlıklı bir festival. .Gelen konuklara ev sahipliği yapılabiliyor. Caz festivalinde gençler hedefleniyor. Bienal çok yeni ve uluslararası içlerinde en uluslar arası festival bienal.

IKSV’nin sponsorluk politikalarıyla ülke koşulları arasında bir paralellik var mı? IKSV bu politikaları belirlerken, bu koşullara uygun mu hareket ediyor?

Tabii ki var. Kaçınılmaz. Ülke koşullarında sponsorlukta logolar daha zarif durur bizde daha gösterişli. Geçen yıllarda sponsorlukla ilgili yasa spor alanında çıkarıldı. Vergiden düşme anlamında Iksv 4-5 vakıftan bir tanesi. Iksv ile sponsorluk yapıldığında vergiden düşülebiliyor. Yeni sponsorluk yasasının geliştirilmeye ihtiyacı var. Yeni tanınan bir yasa.

Hangi alanda daha rahat sponsor buluyor? Hangi alanda rahat sponsor bulamıyor?

En kolay müzik festivali bulabiliyor. Fakat son senelerde film festivali için de sponsor bulmak zor olmuyor. Caz 3. kolaylıkta diyebiliriz. Sonradan tiyatro ve bienal diyebiliriz. Süreklilik anahtar kelime ve çok önemli. Süreklilik ne kadar olursa o kadar doğru ve yerinde sponsorluk oluyor. Bienalin tamamlanması için çok değişik sponsorluklar gerekiyor. .3 farklı kategori oluşturduk. Sanatçı destekçileri, bienal destekçileri 5 er bin Euro ile destek gibi yani biraz bütçeleri ve katkıları ona göre ayarladık ki hayat biraz daha kolay olsun diye. Yıllar itibariyle biraz değişiklikler oluyor tabii ki. Müzik festivalinde 3-4 sene önce daha kolay tamamlarken artık daha fazla zorlanıyoruz. Çünkü insanlar daha dikkatli bir şekilde bütçelerine bakıyorlar. Sosyal sorumluluk bütçelerine bakıyorlar. Bizim Haziran- Temmuz sonunda büyük festivaller bitmiş oluyor. .Haziran ayında minifest yapıyoruz. Eylül Ekim ayında film festivali yapıyoruz. Sonra onlarla tamamladığımız anda büyük festivaller Ağustos ayında bitiyor. Büyük konserleri 6 ay öncesinden ayarlıyoruz. Eskiden öyle olabiliyordu fakat şuanda öyle olmuyor.

Ayni destekçilerin belirlenmesinde belli bir bakış açısı var mı?

Nakit vermeyenlerle ayni şekilde çalışmaya çalışıyoruz. Aynı zamanda gösteri sponsorluda oluyor. Bir sürü kuruluştan ayni destek alıyoruz. Mesela DHL Iksv resmi taşıyıcısı. Baştan bir bütçe destekleniyor. Yıl içinde bütün görüşmelerimizi onlar bütçe içinde yapıyorlar.

Sonuç

Geçmişten bugüne sponsorluk kavramı ve günümüzde kurumlarla sanat sponsorluğunun durumunun işlendiği bu tez çalışmasında, örnek kurumlara ve istatistik çalışmalarına bakarak bir takım çalışmalar yapmak mümkündür. Son 15-20 senede adından sıkça söz ettiğimiz küreselleşme, dünyadaki dengeleri köklü değişikliklere uğratmıştır. Gerek teknoloji gerekse bilim alanında yapılan buluşlar hayatımızı günden güne kolaylaştırmaktadır. İnternetin gelişmesiyle bilgiye ulaşmanın adeta saniyeler sürdüğü günümüz dünyası evrensel bir köye dönüşmüştür.

Hızla değişen dünyada kurumlar bir yandan bu değişime uyum sağlamaya çalışırken diğer yandan hedef kitlelerine, değişimi fırsat bilip yakınlaşmak hatta kendilerinin parçası haline getirmeye çalışmaktadırlar. Tüketiciler ise hayatlarının her alanında olan bu pazarlama mayınlarına bazen yakalanıp tüketim zincirine bir halka olarak karışmakta, bazen de yakalanmayıp sosyal aktivitelerle zamanlarını geçirmektedirler. İşte bu noktada sponsorluk devreye girerek tüketiciyi sosyal bağlar ile beklemedikleri bir alanda, beklemedikleri bir zamanda ve yerde yakalayarak onlara farkında olmadan farkındalık yaratmaya çalışır.

Çığ gibi büyüyen tüketim alışkanlıkları, reklam yoluyla hedeflediği kitleye ulaşmaya çalışırken, değişen tüketim alışkanlıkları bu pazarlama yöntemlerinin de değişmesini sağlamıştır. Sponsorluk yeni bir kavram olabilir, ancak tüketiciye ulaşma, hedef kitleyi kurumun bir parçası haline getirerek aidiyet üzerinden bir sadakat oluşturma, kurumsal imajı bu yöntemlerle güçlendirme alanındaki yadsınmaz başarı sponsorluk diliminin pazarlama alanın da hızla büyüyeceğini de göstermektedir.

Sosyal sorumluluk projelerini, kurumsal sosyal sorumluluk çerçevesinde düşünürsek, sanat sponsorluğu, çok popüler olan spor sponsorluğunun hemen arkasındadır. Gelecek yıllarda sponsorluk bütçelerinin hızla büyüyeceği düşünülürse, sanatın bu büyüyen pastadan iyi bir dilim alması, hem bu alanda faaliyet gösteren kurumlar için, hem sanat için, hem de bizler gibi bu alanlarda çalışmak isteyen iş gücünün istihdamı için çok önemlidir.

Kaynakça

Kitaplar

Ceyda Aydede, Teorik ve Uygulamalı Halkla İlişkiler Kampanyaları, 3. Basım, İstanbul: MediaCat Yayınları, 2003

Chin-tao Wu Kültürün Özelleştirilmesi, İletişim

Grassinger Elçin, Sponsorluk sözleşmesi, Seçkin yayınları, 2003

Mehmet Güçlü, “Olimpiyat Oyunları ve Spor Sponsorluğu”, G.Ü. Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, Cilt21, Sayı: 3 (2001)

Patrick Mally, Sponsorship, Effective Corparate Relations, London: Applying Public

Rudolf Beger, Hans-Dieter Gaertner ve Rainer Mathes, Sponsorluk, Ayla Okay (çev.), Marmara İletişim Dergisi, Sayı:11, Ocak 2001

Relations in Business and Industry, M.C Graw-Hill Boolk co, 1987

Okay Aydemir, Sponsorluğun Temelleri, İstanbul, Der Yayınları 2005

Okay Aydemir, Halkla İlişkiler Aracı Olarak Sponsorluk, İstanbul: Epsilon Yayıncılık,  1998

Web siteleri ve İstatistikler

Arya Sponsorluk ve İletişim Danışmanlığı, GFK, İş Dünyasının Kurumsal Sosyal Sorumluluklara Bakışı Araştırması, 2005

Arya Sponsorluk ve İletişim Danışmanlığı, GFK, İş Dünyasının Sponsorluk Projelerine Bakışı, 2006

http://www.dunyagazetesi.com.tr/haber.asp?id=5729

http://www.ekonews.com/index.php?page=sub&pageid=7001&supplement=23

http://www.geocities.com/ozturk_ayca/sponsorluk.htlm

http://www.kitap-ozetleri.org/s/sponsorluk-kavrami-sponsorluk-tarihi-sponsorlugun-gelisimi/

http://www.pozitifsmmm.com/Yazi/195.aspx

http://www.sponsorluk.gov.tr/istatistikler.htm

http://www.sponsorluk.gov.tr/sponsorluk.htm 2008

http://www.turkcell.com.tr/turkcellhakkinda/toplumsalduyarlilik/egitim/kardelenler

http://tr.wikipedia.org/wiki/Sponsorluk 2008

http://www.yapikredi.com.tr/tr-TR/kss/main.aspx

Yüksel Lisans Tezleri

Deniz Çağlar, Bankaların Halkla İlişkiler Faaliyetlerinde Sanat Ve Kültür Sponsorluğunun Yeri, 2006

Selçuk Tavlak Kurumsal itibarın oluşmasında sanat sponsorluğunun yeri, Yüksek lisans tezi, İstanbul 2007

Özel Görüşmeler

AVEA Kurumsal iletişim departmanı Itır

AVEA Sponsorluk departmanı

IKSV Sponsorluk departmanı Ömür Bozkurt

Paylaş.

3 yorum

  1. Sponsor olmanın bilincini yaymada bu yazınızın önemi büyük.Birçok kişi,kuruluş sponsor kelimesinin anlamını bilmeden birçok çalışmalar içindedir.Farkındalıksızca..
    Ama siz gibi değerli kişiler bunda öncülük ederek,bu konuda ki bilinçlendirmeye bu yazınız ile ışık tutmaktasınız.Kutlarım.Başarılar..

  2. şehnaz Tarih:

    Ben bir kamu kurumunda çalışıyorum. Yedi ay önce bir tiyatro kulübü kurduk ve geçtiğimiz hafta ilk gösterimizi yaptık. Kamu kurumu olduğumuz için kurumumuzdan maddi bir destek alamıyoruz. Fakat masraflar boyumuzu aştığı için bu gidişle kulübü kapatacağız.
    Acaba sponsorluk sözleşmesi ile kendi kurumumuzdan maddi destek alabilir miyiz?

  3. Ozan Tarih:

    Merhabalar,

    Kulübümüz, Kapadokya Meslek Yüksekokulu öğrencileri tarafından 2010 yılında kurulmuş çıkar amacı gütmeyen gayri resmi bir öğrenci kulübüdür. Kulüp, gençlerin müzik ve dans becerilerini geliştirmelerinde onlara yardım etmek ve onları kendi becerilerini geliştirmek doğrultusunda cesaretlendirmeyi amaç edinmiştir. Bu doğrultuda oluşturduğumuz müzik odamızda ihtiyaçlarımızı karşılayabilecek yeterli ekipman bulunmamaktadır. Kulüp üyeleri olarak, müzik odamız için finansal destek veya ekipman desteği arayışına çıktık. Yapılacak her yardım Kapadokya Meslek Yüksekokulu öğrencilerini ve gelecek nesillerde kayıt yaptıracak öğrencilerin müzik ve dans konusunda ilgilerini ve becerilerini artıracak ve devamlılığını sürdürmelerini sağlayacaktır. En kısa zamanda olumlu cevaplarınızı görmek dileğiyle,

    Sevgiler, Saygılar,

    Ozan TÜRKMEN

    Müzik ve Dans Kulübü Başkanı

Yanıtla