ama ben
“Ben Mioussof’u görmek istiyorum! ”
Vodvil; 18.yüzyılda Fransa’da şehir bayramlarında kurulan tiyatroların taşlamalı ve politik yergileri ile operaya karşı bir tepki olarak şehirleşmenin görünüş şekillerinden biridir.[*] Daha sonra ticari eğlence aracı olarak bulvar tiyatrolarınca benimsenmiş komik operaya öncülük etmiştir.
Genelde mutlu sonla biten, olayların kaynaklandığı sosyal sorunları irdelemeye çalışmayan vodvillerde, kişilerin karakterleri ayrıntılı değildir. Belli özelliklerin öne çıkartılması, abartılı ve kalın çizgiler vodvillerde kullanılagelmiştir.
Ciddi bir amaca yönelik öğretici yanı olmaması bakımından “halk tiyatrosu”ndan, estetik yaratıcılığı olamaması bakımından “sanat tiyatrosu”ndan, özgün ve tarihsel olmaması açısından “geleneksel tiyatro”dan ayrılan vodvil, genellikle güncel konulara dayanan güldürü, parodi ve tuluat yoluyla “asgari müşterek” beğeniye seslenerek çok sayıda kişiyi eğlendirmeyi amaçlar. Günlük hayatın gerilimlerinden seyirciyi kurtarma ve onu başkalarının durumuna gülerken kendi durumuna da gülmeyi ve yüzeyde bir toplumsal eleştiriye yol açar.
Halkın tiyatroya sırf eğlence için de olsa gitmesine ve tutarlı bir anlayışa yöneldiğinde esas tiyatronun izleyicisi olmaya başlamasına önayak olur.
İçinde bulunduğumuz ayın ilk haftasında; 1897 doğumlu- 2. Dünya Savaşı’nda Pravda gazetesinin savaş muhabiri Moskova’da 1986 yılında ölen Valentin Petroviç KATAİEF’in yazdığı, Asude ZEYBEKOĞLU’nun dilimize çevirdiği Şebnem KÖSTEM’in yönettiği “Je veux voir Mioussof”- “Ben Mioussof’u görmek istiyorum!” (“Bugün Git Yarın Gel” – olarak afişte yer almış) adlı oyun bir vodvil olarak Çırağan Palace Kempinski Drama Kulübünde sahnelendi.
Geçen yıl geniş bir kadro ile müzikal olarak “Kanlı Nigar”ı sahneleyen topluluğun üyeleri adı geçen otelin çalışanları. Günlük çalışma hayatlarından arta kalan zamanda çeşitli bölüm ve birimlerde görevde bulunmaktalar aynı zamanda “Drama kulübü”nü sürdürüyorlar.
Dekor- kostüm- ses ve ışık konularında çalıştıkları kurum desteğini alan “Drama Kulübü” bu yıl konusunu Perestroykadan önceki Sovyetler’de bir devlet dairesinde memur olarak çalışan Zaitsef’in (Savaş YILMAZ) Ayçiçeği Dinlenme Evine gelmesi ve Pazar günlerini burada geçiren üst düzey memur Mioussof’dan ( Fuat AKSOY) bir belge imzalatmak istemesiyle başlar, butik oteldeki diğer konuklarının da karışmasıyla komik ve tuhaf olaylara yol açar.
“Kapı Komedisi” olarak adlandırılan oyunda 3 adet kapıdan sürekli oyuncuların giriş-çıkışı gerçekleşmektedir.
Sofra Müdürü- PD&T asistanı- Güvenlik görevlisi- Ziyafet satış asistanı-Butler-Hostes-Garson- Misafir ilişkiler görevlisi- Barmen-Xerox personeli- Krediler müdürü gibi çeşitli katmanlarda görevli otel idarecisi ve personelinin ortaya çıkarttıkları oyunda tam bir takım ruhu ile hareket edilmiş. Diyaloglar da ve pantomimler de başarı çıtası çok yüksek tutulmuş ve becerilmiş. Zamanlama-tartım-vurgu-tempo da hızlı ve sağlıklı ölçü yakalanmış. Bazı oyunculardaki diksiyon- artikülasyon ve tonlama hatalarını da “kadı kızında da olur” diyerek 2 perdeyi güle oynaya izleyebiliyoruz.
Bayram öncesi önce otel personeline ve ailelerine sonraki günlerde de duyuru ile davetlilere oyunlarını sundular “Drama Kulübü”
Başta dediğimiz gibi “halkın tiyatroya sırf eğlence içinde olsa da gitmesini ve tutarlı bir anlayışa yöneldiğinde esas tiyatroyu “Drama Kulübünden” isteyeceğine inanarak bu “amatör” ruhlu topluluğu ve eserde görev alan Ersin KAYA, Selda ALTUN, Fatih ARSLAN –Fuat AKSOY- Filiz YAMAN- Savaş YILMAZ- Ayşegül ATEŞDAĞLI ile Meltem ÖZ’ü ve Zehra ESER-Mustafa TOKGÖZ- Süreyya ÖVENLER-Aynur KAYGUSUZ’u kutlar, ağır iş koşullarına rağmen tiyatro çalışmalarını sürdürmelerini dilerim. Oyunlarının tekrarı olursa izlemenizi öneririm…
[*] (Bkz) Aziz ÇALIŞLAR (Gerçekçi Tiyatro Sözlüğü)