2-5 Eylül 2010 tarihleri arasında düzenlenen Karaburun Bilim Kongresi, Akademi ve Gündem ana başlığında, birçok akademisyen ve öğrencinin katılımıyla İzmir Mordoğan ve Karaburun’da gerçekleşti. Gündeme dair konular, akademi penceresinden bakılarak tartışmaya açıldı. Kürt sorunu, sokağın bilgisi, alternatif akademi arayışları, sanat ve toplum ilişkisi gibi konularda birçok oturumun yer aldığı kongre verimli bir şekilde geçti.
Biz de, Sahne Dışı’ndan birkaç arkadaşla dinleyici olarak oradaydık. Kongreyi takip etmek ve kısa süre önce çalışmalarına başladığımız Sokak Akademisi ile ilgili paylaşımlarda bulunmak, fikirler almak için… Kongreyi izler ve tartışırken, bir oturum arasında, bir fikir atıldı ortaya: “Neden oyun yapmıyoruz?”. Biraz bu fikrin heyecanı, biraz da eksik hissettiğimiz yere söz söyleme ihtiyacıyla, ertesi gün bir atölye çalışması yaparak bir oyun hazırlamaya karar verdik. Hemen bir duyuru yaparak öğrenci ve akademisyenlerden oluşan bir ekip kurduk. Hazırlayacağımız oyunla akademiyi eleştirmek istediğimizi söyledik ve başladık çalışmaya. Metnin hazırlanması ve prova derken 4 saatin sonunda “Akademi Tıkırında” isimli bir sokak oyunu hazırladık. Beden diline ağırlık verip sözü kısa tuttuk. Tabii kısa zamanlı bir çalışma olması ve ekibin yeni, farklı insanlardan oluşması da bu biçimi tercih etmemizde etkili oldu. Gün içinde Bilgesu Erenus’la konuşmuştuk. Kendisinin de aynı akşam bir gösterisi olacaktı. TEKEL İşçisi Mehmet Aslan ile doğaçlama bir sunum yapacaklardı. Bilgesu Erenus bizim bu hazırlığımızı duyunca ve oyunumuzun önermesini dinleyince projeleri ortaklaştırmayı teklif etti. Ama ortaklıktan kastı, programda yazılı olan saatte kendi gösterisi başlayınca, alana girip sunumunu bölmemiz ve hazırladığımız oyunu sergilememizdi. Oyunda, üniversiteye giren bir öğrencinin üzerinde hissettiği sistem baskısı, bunu değiştirme isteğiyle akademisyen oluşu ve sonrasında sisteme hizmet eden bir akademisyen haline dönüşüşünün resmini çiziyorduk. Hazırlanan oyunun program dışı oluşunu, korsan çıkışını da göz önüne alarak böyle bir sunumun uygun olacağını düşünüp Erenus’un teklifini kabul ettik. Ve kısa bir atölye sonucu ortaya çıkardığımız ürünü sergiledik. Biz sahneden -sokaktan- çekildikten sonra Bilgesu Erenus kendi sunumuna başlamadan bir konuşma yaptı. Konuşmasında özetle, bu oyunun bu kongrenin başına gelebilecek en güzel şey olduğunu, eskiden sahnelerin hayata müdahale ettiğini, bugün ise sokaktan bir müdahalenin söz konusu olduğunu, sokak tiyatrosunun hayata müdahale edeceğini, bunun kendisini de heyecanlandırdığını söyledi. Sonrasında sözünü, yine sokak üzerinden, TEKEL direnişine bağlayarak sunumuna devam etti. Oyunun ardından gördük ki, haklı bir eleştiriyi, kısa bir süre zarfında, karma bir ekiple sergilememiz iyi bir etki yaratmıştı.
Bu deneyim Sahne Dışı için bir başlangıç oldu. Bir süredir şehir dışına çıkmak yerine, oynamak isteyen gruplara metnimizi ulaştırmayı yahut atölye yürütücülüğü için bir arkadaşı oraya göndermeyi düşünürken, Karaburun’da bunu gerçekleştirmiş olduk. Bundan sonraki çalışmalarımızda da deneyebileceğimiz/ilerletebileceğimiz bir yöntem daha edinmiş olduk.
Sahne Dışı’nı takip etmek isteyenlere kısa bir duyuru yapmakta da fayda var. 17-18-19 Eylül tarihleri arasında Kırıkkale Hasandede Belediyesi’nin düzenlediği 17. Uluslararası Hasandede Kültür Sanat Buluşması’nda iki sokak oyunu sergileyecek.
18 Eylül Cumartesi saat:17.00’da Hasandede Amfi Tiyatro’da “Akkuyu Karabaca” oyunuyla, 19 Eylül Pazar günü ise aynı saatte “Büyüklere Masallar”la festivale katılacak.
Aynı zamanda Sahne Dışı, 20-26 Eylül tarihleri arasında Ankara Dikmen Vadisi’nde gerçekleşecek olan Dikmen Vadisi Halk Festivali “Festivadi”ye katılacak. Festivadi, Dikmen Vadisi halkının ve yöredeki barınma hakkı bürosunun gecekondu yıkımlarına karşı düzenlediği ve bu yıl ikincisi yapılan bir festival. Sahne Dışı 23 Eylül Perşembe saat 20.00’da “İmge Tiyatrosu”, 26 Eylül Pazar günü saat:17.00’da ise “Akkuyu Karabaca” oyunuyla gecekondu yıkımına karşı direnenler ile buluşacak.