20 Nisan akşamı Mustafa Kemal Merkezi Attila İlhan Salonu’nda yapılacak olan ‘Sadri Alışık Sinema ve Tiyatro Ödülleri Töreni’ için çok önceden program yapmıştım. Salona, tesadüfen karşılaştığım Devlet Tiyatroları’nın efsane ışık tasarımcısı Yakup Çartık’ın arabasıyla gittik. Arabada bize Yeni Tiyatro Dergisi’nin Genel Sanat Yönetmeni Yrd. Doç. Dr. Erbil Göktaş, Emrah Özdilek ve Devlet Tiyatroları’ndan emekli usta sahne tasarımcısı Nurettin Özkönü eşlik etti.
Bu kadar değerli sanatçıların bir arada olduğu bir arabada yine tiyatro üzerine sohbetler edildi. Yolda, ödenekli tiyatrolarda kadrolaşma ve sözleşmeli personel sorunlarından ve tiyatrolardaki tasarım sorunlarını konuşarak Beşiktaş Belediyesi’ne ait olan Mustafa Kemal Merkezi Attila İlhan Salonuna vardık. Kapıda usta yönetmen Kemal Başar’la karşılaşıp birbirimize sarıldık. Salonun önü, vali geleceği söylentisi nedeniyle müthiş bir güvenlik çemberi içerisine alınmıştı. Belki de sırf bu nedenden dolayı 20.30’da başlayacak olan program, ancak 21.15 gibi başlayabildi.
Eski dostların buluşması, bir kenarda kapının açılmasını bekleyen davetlilerin oflayıp puflaması, röportaj ve poz veren ünlüler ile birlikte tam bir mahşer alanı gibiydi fuaye.
Fuayede beklerken basın çalışanları, ünlü birçok isimle röportaj yapabilmek ve fotoğraf çekebilmek için birbiriyle yarıştılar. Göze sokulan kameralar, ağza dayanan mikrofonları gördükçe ünlü olmanın ne kadar zor bir iş olduğunu uzaktan gördüm. Çünkü bir anda karşınıza çıkan kameralar ve mikrofonlara sorulan sorulara mantıklı cevap vermek için sanatçıların büyük uğraşlar verdiğine şahit oldum.
Salona varır varmaz davetiyemi almak için ilgililerle görüştüğümde müthiş bir kalabalık olduğundan bir karışıklık söz konusu oldu ve ben davetiyemi alamadım. Haliyle kapılar açıldığında herkes istediği ya da mecbur kaldığı yere oturmak zorunda kaldı. İlk üç sıra ödül vereceklere ve alacak adaylara ayrıldığından protokol olarak nitelendirilmişti.
Elbette bu katılımın çok olması özellikle sinema ve tiyatro alanında verilen bir tören açısından önemli ve çok değerli bir iş. Üstelik Sadri Alışık gibi önemli bir ismin adına verilen bir törene katılımın çok olması, ustaya olan saygı açısından takdire şayan bir yaklaşım. Kerem Alışık ve Çopan İlhan gibi değerli tiyatro insanlarının Sadri Alışık ismini 15 yıldır bu tip organizasyonlarla devam ettirmesi harikulade! Yaklaşık 1000 kişilik bu dev sahnenin neredeyse tamamının dolu olması bu organizasyon için ne kadar büyük uğraşlar verdiğinin göstergesi. Tüm emek verenleri kutluyorum.
Velhasılıkelam salondaki boş koltuk bulup oturduktan sonra Berna Laçin ve Kerem Alışık’ın sunumuyla program başladı. Önce ‘Ustalara Saygı’ adı altında aramızdan ayrılan çok değerli tiyatro ve sinema sanatçılarının suretlerinin olduğu video, alkışlar eşliğinde seyirciyle buluştu. Hemen ardından yıkılması gündemde olan Emek Sineması’ndan ve tiyatro salonlarından söz edilmesi çok duyarlı bir yaklaşımdı. Sinema dalında jüri üyeleri tanıtıldıktan sonra törene geçildi. Önce adaylar, ardından ödülü verenler sahneye davet edildi ve ekranda adaylar gösterildi.
Tören arasında Yavuz Bingöl’ün mini konseri birçok seyircinin ihtiyaç ve sigara molası vermesi için büyük bir fırsat yaratmış gibiydi. Konser her zamanki gibi enfesti. En güzel şarkılarını izleyiciler için seslendirdi. Ve yer yer SAKM öğrencileri tarafından değişik aktivitelerle dolu üç saat geçti.
Program sonrası kokteylde Tuncer Cücenoğlu’yla hasretleştik. Başta usta yönetmen Yücel Erten olmak üzere program sonrası salonu hemen terk etmeyen diğer sanatçılarla sohbet edildi. Ödül alanlar, alamayanlar ve salondaki davetliler birbirini tebrik etti. Ve Efes Pilsen sponsorluğunda biralar içilip spesiyaller yendikten sonra herkes evlerine dağıldı.
Gelmek isteyip de gelemeyenler ve merak edenler için gecede yaşananlar kısaca böyleydi.
Ödül alanlar, alamayanlar, değerlendirmeye giremeyenler…
‘Yılın En İyi Yapımının Yönetmeni’ ödülüne, ‘Şölen’ adlı yapımla Sayın Ahmet Levendoğlu layık görüldü. Bu oyunun eleştirisini kaleme aldığımda çok başarısız bir oyun olduğunu vurgulamıştım. Ne var ki; ‘Eleştiri özneldir ama nesnel bir temele dayanır. Bu yüzden değerlendirmeye eleştirmenin kişisel görüşü ve beğenisi de karışacağından farklılar gösterebilir’ cümlesinde Zehra İpşiroğlu’nun da dediği gibi değişkenlik gösterir ve kişiye göre değişebilir.
‘Yılın En İyi Kadın Oyuncusu’ ödülünü ‘Kraliçe Lear’ oyunuyla Sayın Yıldız Kenter kazandı. Zaten geceye, Yıldız Kenter ve Kent Oyuncuları’nın aldığı ödüller damgasını vurdu. Benim favorim, ‘Hizmetçiler’ adlı oyundaki performansıyla Berna Adıgüzel’di. En azından aday olması bile beni sevindirdi. Tek şansızlığı, rakibinin çok güçlü olmasına bağlıyorum.
‘Yılın En İyi Erkek Oyuncusu’ ödülü beni en meraklandıran kategori oldu. Çünkü üç değil dört usta isim yarışıyordu. Genco Erkal ‘Marks’ın Dönüşü’ adlı oyunuyla kategoride yer alan diğer ‘Profesyonel’ adlı oyunla Bülent Emin Yarar ve Yetkin Dikinciler’i, kaleme aldığımda mutlaka ödül alması gerektiğinden bahsettiğim ‘Van Gogh’ adlı oyunla usta oyuncu Hakan Gerçek’i geride bırakarak ödülün sahibi oldu.
‘Müzikal Ya Da Komedi Dalında Yılın En İyi Yapımının Yönetmeni’ ödülünü ‘Kabare’ ile Yücel Erten’in almasını bekliyordum. Çünkü inanılmaz bir yorum gücüyle kotarılmış 2009 yılına damgasını vuran oyunlardan biriydi.
Ayrıca ‘İki Çarpı İki’ adlı oyunu bu kategoriye alan jürinin müzikal ya da komedi kavramlarının bir kere daha sorgulamalarını öneriyorum. Zira ‘İki Çarpı İki’ ne müzikaldir ne de komedidir. Kaldı ki oyunda müzik bile yoktur. ‘İki Çarpı İki’ ancak ‘Trajikomik’ olarak değerlendirilebilir. Ödül yazar veya esere değil, yoruma verilir.
Müzikal Ya Da Komedi Dalında Yardımcı Rolde Yılın En İyi Erkek Oyuncusu ödülüne açıkçası ‘Kabare’ ile Mert Turak’ı bekliyordum. Son yılların gözde oyuncusu Mert Turak (Romeo ve Juliet’de olduğu gibi) sahnede harikalar yaratmıştı. Ama ödülü diğer bir usta Uğur Polat, ‘Kredi Kartı – Vak’a aaaaa’ adlı oyundaki performansıyla aldı.
Müzikal Ya Da Komedi Dalında Yardımcı Rolde Yılın En İyi Kadın Oyuncusu ödülünde favorim, ‘Aşk Sözleri’ndeki performansıyla beni benden alan Mihrace Yelkenkülüğ’dü. Ama birçok kategoride olduğu gibi bu ödül de Kent Oyuncuları yapımı ‘Cimri’ ile Kadriye Kenter’e gitti.
140 oyundan sadece 25 oyun değerlendirmede.
Tiyatro ödülleri verilirken konuşma yapan jüri başkanı Üstün Akmen, bu sezon jüri olarak 140 oyun izlediklerini ve bunların arasından seçim yaptıklarını söyledi. Bu sezon 140 oyundan sadece 15 farklı tiyatronun 25 oyunu aday olmuş. Özel ödüller de dâhil.
140 oyun içerisinden sadece 15 farklı tiyatrodan 25 oyun aday gösterilmesi ilginç geldi bana. İzlenen diğer 115 oyun değerlendirilmeye tabi tutulmayacak kadar kötü müydü diye sormadan edemiyorum. Örneğin; 2009 yılına damgasını vuran ‘İntiharın Genel Provası’ ve ’İmparatorluk Kuranlar’ neden değerlendirilmeye bile alınmadı?
Diğer taraftan Sadri Alışık Sinema ve Tiyatro Ödülleri 15. yılını kutladığı için mi sadece 15 farklı tiyatro değerlendirilmeye alındı? Böyle bir ‘izlek’ olup olmadığını bilemiyorum.
Özel ödüllerle beraber toplamda 13 dalda ödül (Onur Ödülü hariç) verildi. Bunlardan 3’ü özel olduğu için önceden belirtilmiş ve kalan 10’u ise noter huzurunda açıldı. Üstelik 15 farklı tiyatrodan sadece 9 tiyatroya ödül gitti. Kısaca, bu yıl sadece 9 farklı tiyatro Sadri Alışık Tiyatro Ödülleri heykelciğini kaldırabildi.
Değerlendirmeye alınan ve ödül alan tiyatrolar.
1.Tiyatro Oyunbaz,
2.Dot, (Jüri Özel Ödülü – ‘Pornografi’)
3.Oyun Atölyesi, (Efes Pilsen Gençlik Özel Müzikal Ödülü – ‘7’ )
4.Tiyatro Stüdyosu, (Şölen)
5.İBBŞT, (Efes Pilsen Gençlik Özel Ödülü / Bozuk Düzen – ‘Kafes’ – ‘Kabare’)
6.Kent Oyuncuları, (Kraliçe Lear – Cimri / 2 Ödül )
7.İstanbul DT, (‘Vahşet Tanrısı’ – ‘Kredi Kartı Vaka’a aaaaa!)
8.Dostlar Tiyatrosu, (‘Marksın Dönüşü’)
9.Tiyatro Gerçek,
10.Tiyatro Pera, (‘Quintet – Bir Dönüşün Beşlemesi’)
11.Tiyatro 0,2,
12. BKM,
13.Aysa Prodüksiyon,
14.İstanbul Kraliyet Tiyatrosu,
15.Bakırköy Belediye Tiyatrosu (Efes Pilsen Gençlik Özel Ödülü – ‘Gül’e Ağıt)
Tabloya baktığımız zaman bu kadar kalabalık bir şehirde bu kadar az tiyatronun değerlendirilmeye alınması beni bir hayli üzmüştür. İnsanın aklı almıyor. 140’tan fazla özel tiyatro, İstanbul Şehir ve Devlet Tiyatroları’yla fabrika gibi çalışan bir şehirde nasıl olur da sadece 25 oyun aday gösterilebilir? Diğer taraftan şu popüler kimlik sevdasından bir an önce kurtulmak gerek.
Ayrıca geçtiğimiz 5 yıla baktığımızda ödül alan tiyatrolar olarak; İstanbul Şehir ve Devlet Tiyatroları, Kent Oyuncuları, Oyun Atölyesi ve Tiyatro Pera isimleri öne çıkıyor. Hemen hemen her yıl bu tiyatrolar ödül aldığı gibi sadece bir veya iki isim eklenerek ödül töreni yoluna devam ediyor. İstanbul’da sadece Oyun Atölyesi, Tiyatro Stüdyosu, Kent Oyuncuları, Tiyatro Pera sahne açmıyor! Biraz araştırılsa biraz dolaşılsa İstanbul’da ne kadar özel tiyatro olduğu görülecek ama bir türlü ihtiyaç hissedilmiyor.
Uzun yıllar perdelerini açan bu tiyatrolar Türk tiyatrosuna çok ciddi hizmetler etmiş ve etmeye de devam ediyor. Ama lütfen bunların dışında perde açan tiyatrolara da bir göz atınız. Her törende, saydığım özel tiyatrolara ödül veriliyor zaten. Sadece verilen oyun isimleri değişiyor. Daha popüler olması için popüler aday ve ödül seçeneğinden de bir an önce vazgeçilmeli. Ödül vermek geleneksel bir iş ama ödül verilenler de gelenekselleşmesin. Aksi takdirde ahbap çavuş ilişkisi içerisinde yürür ve saygınlığını ne yazık ki kaybeder.
Ödül almak bir oyuncu için şüphesiz tarif edilemez bir duygudur. Ama bu ödül töreni hep aynı kısır döngü içerisinde dönerse diğer tiyatro ekiplerinin şevkini kırar ve zaten her yıl alanlar için de değerini düşürür. Bir an önce ciddi bir düzenlemeye gidilerek bu kısır döngüden kurtulunmalıdır.
Hal böyle olunca Üstün Akmen’in de dediği gibi 140 oyun izledik demekle olmuyor. Bu sayıya zaten her yıl ödül alan Şehir ve Devlet Tiyatroları sayesinde ulaşılabilir. 140 oyun izledik deniyorsa bunlar farklı tiyatroların farklı oyunlarıyla ancak amacına hizmet edebilir.
Ödül töreninin sistemli bir yapıya kavuşmasını isteyen bir eleştirmen olarak koca bir sezonda neden bu kadar az tiyatronun değerlendirmeye tabi tutulduğunu açıkçası çok merak ediyorum.
Nice bol adaylı ödül törenlerine…