Prof. Dr. Dikmen Gürün’ün önderliğindeki İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Sahne ve Gösteri Sanatları Yönetmenliği koordinasyonunda, 2008 yılında İstanbul üniversiteleri arasında bir tiyatro şenliği düzenlendiğini biliyordum. Aynı şenliğin 2009 yılında Türkiye üniversiteleri arasında hazırlandığını da duyunca anımsadım. Bu yıl ise, Dikmen Gürün’ün ektiği tohumların yeşerdiğine tanıklık ederek, “Avrupa Üniversiteleri Tiyatro Şenliği” başlığı altında Türkiye ve Avrupa’dan üniversite tiyatro topluluklarının İstanbul’da buluştukları büyük ve başarılı bir gençlik etkinliğini alkışladım.
“Alkışladım” diyorum, ama doğrusunu söylemem gerekirse ben etkinliği ucundan yakaladım. Liège Üniversitesi Kraliyet Üniversite Tiyatrosu’ndan (TURLg) Franz Kafka’nın kısa öyküsü “Akademi İçin Bir Rapor – Ein Bericht Für Eine Akademie”den sahneye aktarılan oyunu şenliğin son günlerinden birinde izlemek olanağını kendime yarattım. 1941 yılında kurulan Liège Üniversitesi Kraliyet Üniversite Tiyatrosu’nun oyunlarında hem öğrenciler hem de mezun olmuş üyeler yer almaktaydı ve kuruluşlarından bu yana Yunan Klasikleri, Shakespeare, Makyavel ya da Moliere’den tutun da çağdaş yazarların yaratılarına kadar 130’dan fazla oyun içeren çok zengin ve geniş bir repertuar sergilemişlerdi. TURLg, dört kıtada 30’dan fazla ülkede turneye çıkmış ve pek çok uluslararası festivalin konuğu olarak görsel açıdan zengin ve dinamik performanslarıyla dil engelini başarıyla aşmışlardı. “Akademi İçin Bir Rapor”un yönetmeni ve oyuncusu Robert Germay, 70 yaşını doldurmuş ve emekli olmuştu, ama Liège Üniversitesi’nde okuduğu yıllarda girdiği üniversite tiyatro grubunu ne çalışırken ne de emekli olduktan sonra bırakmamıştı.
Franz Kafka’nın kısa öyküsü sanırım malumunuzdur: İnsana dönüşen bir maymun, Yüksek Akademi üyeleri önünde bir konuşma yapmaktadır. Geçirdiği evrimi akademisyenlere açıklar. İki durumdan hangisi daha iyidir acaba? Bu sorunun yanıtı aranırken iki büyük temanın Kafka’da gene ve yeniden ortaya çıktığı görülür. Bu temalar “hayvan” teması ile “sona ermeyiş” temasıdır ve “Bir Akademiye Rapor”da kendi içinde bütünlüğüyle dikkat çeker.
TURLg, Robert Germay yönetiminde neredeyse hüzünlü sayılabilecek bu kısa öyküyü tiyatroya uyarlamış. Kafka’nın, her zamanki kinayeli mizah anlayışıyla insanoğluna dair düşüncelerini aktarmakla kalmamış, yaşamın absürdlüğüyle yüzleşen insanın ümitsizliğini de yansıtmaya çalışmış. Hayvan temasını, doğal olarak sahneleniş sırasında da öncelikle uyanış temasına bağlamış. İnsan, hayvandan nasıl ayrılır, nasıl seçilir ki! Alışkanlıkların, geleneklerin, sırf alışkanlık yüzünden hâlâ hayvanca olan yaşamın aldatıcılığı ötesinde uyanış olur mu? Olası mı? Var mı? Bütün bunları araştırmış.
Oyunu sahneye taşıyan ve Maymun’u oynayan Robert Germay, konuyu acı bir alayla, özgürlük özlemi, içgüdünün sahte ve hayvanca kendiliğindenliğine özlemiyle ele almış. Maymun’un: “…Ama bu hayat, bu toprakların üzerinde yürüyenlerin hepsinin, ufacık şempanzeden tutun da koca Achille’e kadar hepsinin tabanlarını kaşındırır (Değişim – Ataç Kitabevi 1959 / Vedat Günyol çevirisi, Sayfa 53),” demesinin altını çizmiş. İnsanlığa geçişin kölelik duygusu ile başladığını (age: Sayfa 56) derinlemesine irdelemiş, Kafka’nın öyküye başladığı: “Sayın Akademi üyeleri! Akademiye maymunluk yaşantımın geçmişi üzerine bir rapor sunmamı istemekle bana onur veriyorsunuz,” tümcesindeki ince mi ince ironiye sadık kalmış.
Robert Germay’in yaptığı tiyatro mudur, sahneleme bir öykünün okunmasından ne oranda ileridedir, “Bir Akademiye Rapor” sadece devinim katılmış bir okuma tiyatrosu mudur bilmem, bilsem de söylemem, çünkü taaa Belçika’dan gelmiş konuklara saygıda kusur etmek istemem.