Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi öğrencileri ve öğretim üyeleri bir süredir üniversite yönetiminin fakülteyi Yıldız Kampüsü’nden Davutpaşa Kampüsü’ne taşıma kararına yönelik tepki geliştirmeye, kararın alınma ve kabul ettirilme biçimini sorunsallaştırmaya çalışıyordu. Geçtiğimiz günlerde üniversitenin internet sitesine “Sanat ve Tasarım Fakültesi Taşınma Duyurusu” başlıklı bir ilan düştü: “Bilindiği üzere Yıldız ve Davutpaşa Kampuslarımızı yeniden yapılandırma çalışmalarımız çerçevesinde Fakülteler ve Bölümlerimizin mekânsal ihtiyaçlarını karşılamak ve öğrencilerimize çağdaş çalışma ortamları sağlamak amacıyla daha önce alınan Sanat Tasarım Fakültemizi Davutpaşa Kampusuna taşınma kararı 15 Haziran-15 Temmuz 2010 tarihi itibariyle uygulamaya koyulacaktır.”
Sanat ve Tasarım Fakültesi üyeleri bu karara cevap vermekte gecikmedi: 4 Haziran’da Yıldız Teknik Üniversitesi Yüksel Sabancı Sanat Merkezi’nde ilginç bir serginin açılışını yaptılar. 18 Haziran’a dek açık kalacak olan sergi, Öğr. Gör. Dr. Zeynep Günsür’ün tabiriyle “hiçbir mutabakat olmadan, tepeden inmeci bir zihniyetle alınan kararların fakülteye zorla kabul ettirilmeye çalışılmasına” yönelik bir tepki niteliğinde. Fakültenin bu süreçte yaşadığı sıkıntıları “afişlerle” ifade eden sergi, basın bildirisinde “günümüzde üniversitelerin halen özgür ve yaratıcı fikirlerin tartışıldığı mekânlar olduğuna inanan Y.T.Ü. Sanat ve Tasarım Fakültesi’nden yolu geçmiş bir grup sanatçının, fikir alışverişleri, toplantılar, yazışmalar ve okumalar sonucu gerçekleştirdiği bir etkinlik” olarak tanımlanıyor. Etkinliğe katılan sanatçılar ise şöyle: Ahmet Öğüt, Burak Delier, Ekin Saçlıoğlu, Erinç Seymen, Güneş Terkol, İnci Eviner, İz Öztat, Orton Akıncı, Önder Özengi, Özgür Erkök, Seda Hepsev, Sergin Keyder, Şafak Çatalbaş, Zeren Göktan, Zeynep Günsür, Züleyha Altıntaş.
Sadece mevcut durumu tespit ve “afişe” etmek üzerinden kurulmayan sergi, sorunu daha geniş bir ölçekte ele almayı, tartışmayı ve var olan tartışmalara eklemlenecek açık uçlu bir süreci başlatmayı amaçlıyor. Sergiyi düzenleyenler, kent ve dünya ölçeğinde farklı coğrafyalarda bir takım kurumlar, alışkanlıklar, pratikler ve deneyimlerin, tepeden inmeci yönetişim anlayışı ile hâkim piyasacı eğilimlere teslim edildiğini vurguluyorlar. Bu eğilimler her türlü artı değer, kâr, fayda ve verimlilik retoriği eşliğinde kendini meşrulaştırıyor. Sergide öne çıkan kavramlardan bazıları gentrifikasyon, mekân üretimi, kent hakkı, el koyarak birikim, deregulasyon, Bologna süreci, yaratıcı yıkım… vd. Katılımcılar, bu “yaratıcı yıkım”ın kendini meşrulaştırma yollarının izlerini, Emek Sineması’nın yıkılması sürecinde, Beyoğlu Olgunlaştırma Enstitüsü’nün sessiz sedasız satılması gerekçelerinde, Middlesex Üniversitesi Felsefe Bölümü’nün kapatılmasında, Bologna Süreci olarak adlandırılan, üniversitelerdeki bilgi üretim sürecini neoliberal koşullara göre esnetmeyi amaçlayan programın hedeflerinde sürebildiklerini belirtiyorlar. Afişlerde taşınmanın mantığının ve yönetimin idare biçiminin sorgulanması öne çıkıyor. Bir afişte göze çarpan “Yıldız Nakliyat” kamyonu, yaşananlara dair hatırlatmada bulunuyor. Bir seneye yaklaşan bu süreci Öğr. Gör. Dr. Zeynep Günsür şöyle anlatıyor:
“Eylül 2009’da, okulların açılmasına on gün kala, dekanlığa on gün içinde taşınmamızı bildiren bir ilan ulaştı. Kamyonlar kapıya dayandı. Fakülte hocaları bu karara ve kararın bildirilme biçimine itiraz ettiler. Şimdiye kadar gitmememizin nedeni de bu dirençti. Davutpaşa’da bize ayrıldığı söylenen yerin yeterli donanımı ve fiziksel yeterliliği yok. Bir süre sonra döner sahneli salon gibi, bu kadar kısa sürede gerçekleşmesi çok da mümkün olmayan vaatlerde bulundular. Davutpaşa Kampüsü’nün düzenlenmesinden sorumlu rektör danışmanı önerilerimizi sordu; biz de önerilerimizi kendisine ilettik. Şu anda tadilatlar yapılıyor olmalı. Yetkililerle konuşulmak istendiğinde kimseye ulaşılamıyor. 15 Haziran’da taşınmamız bekleniyor. Ağustos ortasında ise yetenek sınavları yapacağız. Durum çok belirsiz, vurdumduymaz bir tavır söz konusu”.
Bu sürece başından beri, açtıkları davayla, Tünel’de düzenledikleri öğrenci sergisi ve performansla, Ara Güler gibi sanatçıların Yıldız Kampüsü’nde düzenledikleri destek sergileriyle, Bedir Baykam ve Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği’nin basın açıklamasıyla, çeşitli eylemlerle tepki veren fakülte öğrenci ve öğretim üyelerinin son etkinliği de işte bu Afişe sergisi. Yine basın bildirisinden ifadelerle bitirelim, sözü onlara bırakalım: “Fakültenin, kendi durduğu yerden, sanatın dönüştürücü enerjisini arkasına alarak ürettiği afişler… herkesi süreci konuşmaya, bu sorumluluğu “neşe”yle paylaşmaya ve söz üretmeye davet ediyor…”