Tiyatro Rast, Şaban Ol’un Hollanda’da yürüttüğü tiyatro çalışmaları ile Türkiye’ye dek uzanan bir serüvene sahip. Amsterdam’da sahneye konulan eserler İstanbul’a taşınarak tiyatro severlere Avrupa tiyatrosu adına önemli oyunlar gösteriliyor. “Eleni ve Roos” (Eleni ve Gül) bu oyunlardan bir tanesi. Daha önce Kuzey Işığı adlı oyunla adından söz ettiren grup, yeni oyununda 6-7 eylül 1955 yılındaki Rumlara yönelik işlenen insanlık suçunu sahnelere aktarıyor.
Oyunda, İstanbul’un tarihi bir semtinde oturan, birbirleriyle sıkı dost olan eski varyete sanatçısı Eleni ve Roos (Eleni ve Gül) değişen toplum şartları karşısında evlerini satmaya zorlanırlar. Kendi yarattıkları dünyalarında geçmişlerine özlem duyarak yaşayan iki sanatçı için İstanbul koşulları gitgide zorlaşmaktadır. 1955 yılındaki Rumlara karşı yapılan saldırılar ve yağmalama olayları karşısında sevdiği erkek için kalan Eleni, Yunanistan’daki ailesinden kopuk bir hayat içindedir. Roos ise oturdukları izbe evden, geçmişini de yıkarak, kurutulup yenisini yaptırmanın hayali içindedir.
Oyunda, kadınların birbirleri arasındaki diyaloglar ön plana çıkıyor. Hayal tasvirlerinin süslediği fonda gösterilen danslar, müzikler Eleni ve Roos için geçmişin her an onlarla beraber olduğunun kanıtı. Ayrıca seks, aşk ve birliktelik üzerine edilen sohbetler rahatlama mekanizması olarak devreye giriyor. Oyunun melankolik havasını sahneye çokça yansıtmayan yönetmen Şaban Ol, Selim Doğru’nun ustaca hazırlanmış müziklerini oyunun içine doğru yerleştirmiş. 1950’li yıllardaki kanto, tango ve rembetiko müzikleri oyunun duygusal boşluklarını tamamlıyor.
6-7 Eylül lekesi ile yaşamak
Oyunun önemli bir noktasını oluşturan 6-7 Eylül 1955 olaylarını tarihsel bilgi verme adına uzun uzadıya burada anlatmaya gerek yok. Mustafa Kemal’in Selanik’te doğduğu eve bomba atılması (!) haberinin ardından patlak veren olaylarda, ondan fazla masum gayrimüslim vatandaşımız hunharca öldürüldü; binlercesi başka ülkelere göçe zorlandı. Bu kanlı saldırı Türkiye tarihinin kara bir lekesi olarak öylece durmaktadır. “Eleni ve Roos” oyununda faşist ulusalcı yapının hışmına uğrayan iki karakterin dram dolu yaşam öyküleri izleyenleri derin bir hüznün içine çekiyor.
Palulette Smit ile Manoushka Zeegelaar Breeveld karakter analizleri ile seyircileri büyülüyorlar. Palulette Smit, sevdiği insan uğruna ölmeyi göze alan, ailesinden ayrı bir hayat süren Eleni’nin duygu yoğunluğunu abartmadan oynuyor. Geçmişe duyulan özlem, şarkıların tınıları Smit’in iç hesaplaşmadaki başarısını seyircilere gösteriyor. Breeveld, Roos’un yeniliklere açık yüzünü güzel analiz etmiş. Değişimden yana tavır koyan karakterinin anlatmak istediklerini sahnenin her karesinde hissettiriyor.
” Eleni ve Roos”, çokkültürlü bir ülkeye duyulan özlemin sahneye yansımış hali. Sahnelerde yakın tarihle hesaplaşmaların yer alması ülke demokrasisi adına çok önemli. Oyun Türkiye turnesinden sonra Hollanda’da seyircileriyle buluşuyor. İlerleyen zamanlarda tekrar sahnelerimizde olacak…
Eleni ve Roos yakın tarihi aydınlatıyor…
Paylaş.