Birçok insan gibi ben de Haiti’yi harap eden deprem karşısında derinden etkilendim. Televizyonda ve internette gösterilen görüntülere baktığımda, tüm sanat dallarını bir aracı olarak düşünerek kendime şunu sordum: böylesine bir afetin insani boyutu en etkili şekilde nasıl ifade edilebilir ? Hangi aracılık, sadece acıma olmadan sevgiyi canlandırabilir, ahlak dersi vermeden dayanışma ilhamı sağlayabilir ? Yaraların ve kaybedilen organların fiziksel acısını yansıtmak için bedenimizi en iyi şekilde nasıl kullanabiliriz ?
Doğrusu, kendime, sadece Haitililerin acılarının sahneye nasıl aktarılacağını değil; aynı zamanda onlara çabuk iyileşme gücünün, aynı anda hem hareketlerle hem de ilhamla nasıl verilebileceğini sordum.
Bana öyle geliyor ki, kukla bu trajediyi iletebilecek en iyi aracıdır. Kuklanın güçsüzlüğü ve kırılganlığı; fakat aynı derecede saflığı ve masumiyeti birleşerek, seyirci ile yakınlık ve birlik kurulmasını sağlamaktadır. Böyle bir birliktelik, insanların oynadığı tiyatro ve sinemadan daha büyük bir avantaj kazandırmaktadır: oyuncu bir parçayı canlandırır, kukla ise her zaman gerçektir.
Oyuncunun aksine, kuklanın yaşadığı acımasızlıklar sahte değildir. İpleri kesildiğinde, dövüldüğünde, onunla alay edildiğinde, aşağılandığında, hor görüldüğünde veya parçaları söküldüğünde, kukla asla bundan şikayet etmez. Tamir edilir, eski haline dönüştürülür ve bir kez daha, adeta yeniymişçesine ayakları üzerinde durur.
Bu gerçek, kuklalara muhteşem bir güç bağışlar. Çünkü kuklalar, aynı anda kaderin adaletsizlikleriyle yüzleşebilme ve yıkıntılardan yeni bir dünya yaratabilme cesaretini aşılar.
Robert Lepage
Yönetmen, Senarist, Oyuncu