Mavi Uçurtma Komedi Tiyatrosu 1998’de çocuk oyunları oynayarak başlamış tiyatro hayatına. Zamanla gençlik ve yetişkin oyunlarını da repertuarlarına eklemişler. Bu yıl, iki çocuk oyunuyla perdelerini açıyorlar; Çocuklar ve Hayvanlar, ve Benim Komik Dedişlerim. Ocak ayı boyunca Barış Manço Kültür Merkezinde saat 13.00 de, Benim Komik Dedişlerim adlı çocuk oyununun gösterimini yapıyorlar. İki perde halinde ara verilerek oynanan oyunun biletleri 15 TL. Seyrettiğim oyun, salon boş olduğu için olsa gerek, on beş dakika geç başlıyor. Bu arada seyirciler çeşitli çocuk müziklerini dinliyorlar.
Oyunun konusu sitelerinde şöyle veriliyor; “İki perdeden oluşan “Benim komik dedişlerim” adlı oyunun birinci perdesi bir köy evinde, ikinci perdesi köyün ormanında geçer. Kamile adındaki, küçük kız çocuğunun, iki tane , tatlı , yaramaz, sevimli dedesi vardır ve Kamile, anadolunun güzel bir köyünde yaşayan bu dedişlerini, her yaz ziyarete gitmektedir, yalnız, bu yaz, köylerinde dedelerinden biri olan kamil dedesi ile, köyün muhtarının arasında bir yarışma vardır, fakat bu yarışma yüzünden, köyün ormanı zarar görmek üzeredir, işte burada kamileye çok iş düşer ve kamile bu göreve hazırdır, görevi; ormanı kurtarmaktır, interaktif olarak oynanacak olan oyun, başından itibaren komik olarak başlar, komik ve MUTLU bir sonla biter.”
Oyundaki iki dede, halk oyunu geleneğinden yararlanılarak oluşturulmuş iki tipleme biçiminde karşımıza çıkıyor. Yanlış anlamalardan, yanlış duymalardan, söz tekrarlarından ve sözcük oyunlarından komiğe ulaşmaya çalışıyor oyuncular. Oyunun tanıtımından anladığımız kadarıyla güldürmeyi çok önemsiyor grup, o kadar ki çoğu zaman yanlış anlamalar uzadıkça uzuyor, söz oyunlarından konunun ne olduğu anlaşılmıyor.
Oyunun anlaşılabilir bir dramatik bütünlüğü yok. Dedeler söz oyunlarından komiği yakalamaya çalışırken, çocuklara mesaj vermeyi ihmal etmiyorlar. Bunlardan en önemlisi de muhtarın neredeyse oyunda sigara yakacak olması. Sigaranın sağlığa zarar verdiği ve sigaranın zehir olduğu vurgulanarak çocuklardan sigara içmemeleri için söz alınıyor. Oyunun mesajları içerisinde evde terlikle dolaşmamız, yalan söylemememiz, dişlerimizi günde iki kez fırçalamamız , arkadaşlarımıza tükürmememiz, fidan dikmemiz ve kapı dinlemememiz gerektiği yer alıyor. Bu kadar çok mesaj konuyla bir bağlantısı olmadan adeta hap yapılmış biçimde çocuklara öğretilmeye çalışılıyor. Keşke çocuklara mesaj vermek bu kadar kolay olsaydı. Mesajların konuyla (fidan dikimi hariç) hiçbir bağlantısı yok.Mesaj verebilmek için sadece durumlar yaratılmış ve tiyatronun “öğretici” yanı tamamlanmış.
Oyunun konusu üstte yazılı. Ancak seyrederken gördüğümüz bir konu yok. Dede ve muhtar arasında geçen bir seçim yarışmasına da tanık olmuyoruz. Dede karakterleri başından beri sevimli ve “doğru” çizilmişken, birden ağaç kesmeye çalışan tiplere dönüşüyorlar, üstelik sadece dedelerden biri fidanları evde unuttuğu için. Torun Kamile ise, herhalde dedesinin fidanları evde unutacağını bildiğinden olsa gerek, daha onlar kapıdan çıkar çıkmaz felaketi seziyor ve onlara oyun oynamak için hazırlanıyor. Aslında oyunda bir köy muhtarı seçimi var. Sadece bunun üzerine gidilse, bir seçimin nasıl olacağı teatral bir dille konu olarak benimsense, ortada konu sorunu kalmayacak. Ancak oyun daha çok mesaj verebilmek için sebep-sonuç bağlantıları göz ardı edilerek oluşturulmuş. Kamile’nin dedelerine oynadığı oyun da inandırıcılıktan bir o kadar uzak. Dekor olarak kullanılan sahte birkaç ağacın arasına, sahte bir ağaç koyuyor ve saklandığı yerden “beni kesme” diye bağırarak, dedelerini korkutuyor, ağaç kesmelerini önlüyor.
Çocuk oyunlarında ne yazık ki metin önemsenmiyor. Ben yazdım oldu, oynadık çocuklarda güldü diye iş kotarılmaya çalışılıyor. Benim Komik Dedişlerim oyunu, komik olmanın yanı sıra, interaktif olma iddiası taşıyor. İnteraktif olmadan anlaşılan mesajların seyirciye teyit ettirilmesi ve fidan dikiminin çocuklarla beraber yapılması olsa gerek. Dedeler önce sahneye davet ettikleri bir çocuğa nasıl fidan dikileceğini anlattırıyorlar sonra da, sahneye çağırdıkları çocukları fidan yerine koyup onları toprağa dikiyorlar.
Bir çocuk oyununun iyi bir konusu ve iyi bir öyküsü olmadan bir saatlik süreyi doldurması ancak söz oyunları ve farslarla mümkündür. Bu oyunda da bunlara gereğinden fazla yer verilmiş ve çocuk izleyicinin gülmesi sağlanmış. Oyunun müzikleri organik olarak konuya hizmet etmekten çok uzak kalmış. Müzikler oyuncular tarafından play-back söylenince, ortaya inandırıcılığını oldukça yitirmiş bir oyun çıkıyor. Dekor olarak önlerine aksesuarlar konulmuş paravanlar kullanılıyor. Baskı resimler panolara yapıştırılarak mutfak, ocak gibi bölümler yaratılmış. Oyuncuların terlikle evin içinde dolaşmaları (ayakkabı evde giyilmeyeceği için) göze hoş görünmüyor, üstelik yürürken ses çıkarıyor. Terlik yerine kes kullanarak hem evde ayakkabı giyilmeyeceği mesajı verilebilir hem de terlik sesleri duyulmamış olurdu.
Tiyatro bu oyun için Kültür Bakanlığından yardım almış. On iki yıldır çocuk tiyatrosu oynayan bir grubun oyun metinlerini, dekor ve kostümlerini daha incelikli seçmeleri gerektiği düşüncesindeyim. Kendilerinin de belirttiği gibi ilk ve en önemli amaçları güldürmek olabilir. Amaç güldürmekse, bunun daha iyi örneklerini verebilirler düşüncesindeyim. Çocuk oyunlarında mesaj verilmesi bir zorunluluk değildir, hele de konuyla ilgisi olmayan mesajlar verilmesi. Umarım ileride Mavi Uçurtma Komedi Tiyatrosundan, çok daha nitelikli oyunlar seyrederiz.