Hepimiz Cumhuriyet’iz

Pinterest LinkedIn Tumblr +

cumhuriyet_gazetesiRutkay Aziz (oyuncu): “Bu iyi bir gidişin asla göstergesi değil. Cumhuriyet gazetesi gibi laik demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin çok önemli bir kaleminin bu şekilde kuşatılması bizi çok daha karanlık günlerin beklediğinin işaretini veriyor kanımca. Bir an evvel bu kuşatmadan vazgeçmelerini diliyorum.”

Ferhan Şensoy (tiyatro sanatçısı): “Bunu Cumhuriyet gazetesine yapılan çirkin bir saldırı olarak addediyorum ve kınıyorum.”

Tan Oral (karikatürist): “Musa Kart’ın mizahi kaleminden rahatsızlık duymak ve onun her gün bir başka yanını ortaya koyduğu eleştirel çizgi dünyasından siyasilerimizi yoksun bırakmak, bugünün koşullarında onlar için ciddi bir eksiklik olacaktır!..

Ahmet Mümtaz Taylan (oyuncu): “Gazeteye yönelik operasyon, sebep sonuç ilişkisinden yoksun, OHAL koşullarında bile akla ziyan bir müdahale izlenimi veriyor. Daha rektör atamalarının keyfiyete emanet edilmesini tartışamadan Cumhuriyet’e operasyon haberiyle uyandık haftaya. Bir tür itaat deneyine tabi tutuluyor toplum. Kaygılı, gergin ve küskün bir toplumdan nasıl birlik, beraberlik ve nitelikli üretim beklenecek bilemiyorum. Bu ve benzeri tartışmalı uygulamaların orta ve uzun vadede de ülkeyi iç barıştan mahrum bırakacağı anlaşılıyor.”

Pınar Kür (yazar): “Sözün bittiği yerdeyiz. Yukarıdan istenen de bu değil miydi zaten? Cumhuriyetin bütün değerleri bir bir ayaklar altına alındıktan sonra, 29 Ekim kutlamaları bile yasaklandıktan sonra, okuyup inanabileceğimiz tek gazete olan Cumhuriyet’e sıranın gelmesi son darbe oldu. Gözaltına alınan değerli yazarların hiçbirinin hiçbir terör örgütüyle ilgisi olmadığını çok iyi biliyoruz. Burada amaç başından beri herkesi sindirmek, duyulacakses, söylenecek söz bırakmamaktır. Türkiye’yi görmeyen, duymayan, konuşmayan bir maymunlar cehennemine çevirmektir.”

Ali Nesin (matematikçi): “Demokratlık muhalefetteyken değil, iktidardayken belli olur! Muhalefetteyken demokrat olmak kolaydır çünkü! Bakalım daha kaç kuşak bekleyeceğiz. Cumhuriyet gazetesine ve çalışanlarına geçmiş olsun dileklerimi sunarım. Her şeye rağmen ben güzel gelecek umudumu koruyorum.”

Aslı Tohumcu (yazar): “Cumhuriyet gazetesine yönelik operasyon, faşizmin inşasının bir başka önemli adımı. Aslı Erdoğan ve Necmiye Alpay başta olmak üzere bugün birçok gazeteci ve yazarın içeride olması, birçok basın kuruluşunun susturulmuş, birçok akademisyen ve öğretmenin işsiz bırakılmış olması yetmemişse demek… Zulüm kime yönelik ayırt etmeden, mağdur seçmeden ses çıkarmış olsaydık keşke zamanında. Bugün Cumhuriyetli dostlarımız için endişe ediyor olmazdık belki. Hepimize, en çok da ailelerine geçmiş olsun diyorum.”

Yekta Kopan (yazar): “Burası sözün bittiği yer değil. Söz susmaz.”

Haydar Ergülen (şair): “Dün Evrensel için konuşuyorduk bunu, bugün sizin için konuşuyoruz. Bu işin Cumhuriyet’e kadar gelmesi korkunç bir şey. Hepimiz Cumhuriyet’iz. Hepimiz Evrenseliz. Demek ki sırayla hepimizi alacaklar artık, bu artık onu gösteriyor.”

Levent Üzümcü (oyuncu): “İşler hem çığrından hem kontrolünden çıktı. Sanki bugüne kadar bu OHAL durumunu yaratan sürecin içinde bu ülkenin aydınları varmış gibi yapılan bu davranış hakça değil. Yüzünü Batı’ya dönmüş insanlara karşı cehaleti örgütleyerek, cehaleti faşizme doğru evrilterek ne yapılmak istendiği, nereye varılmak istendiği son derece muğlak. Ama bu gidiş hiç iyi bir gidiş değil.”

İdil Biret (piyanist): “70 senedir biz ailece Cumhuriyet okuruyuz. Bu haber karşısında derin üzüntü içerisindeyim.

Lale Mansur (oyuncu): “Cumhuriyet gazetesi ben doğduğumdan beri var, daha önce de vardı. Gerçekten hayretler içindeyim. Artık söylenecek bir şey bulamıyorum. Bu kadar şey gördüm hayatımda; olaylar, darbeler… Ama bunu görmedim hiç ömrüm boyunca. Nereye gidiyoruz, ne olacak? Hiçbir umudum yok… Korkunç bir durum bu.”

Atilla Dorsay (sinema eleştirmeni): “Cumhuriyet gibi Türk basınının abidesi olan bir gazeteye karşı başlatılan bu sözüm ona hukuksal saldırı Türkiye’de hukukun ve demokrasinin temellerinin nasıl çürütüldüğünün bir başka ve yeni örneği. Gazetenizin kapısına gelemesek de (şu anda sağlık sorunlarım var) gönlümüz ve aklımız hep sizinle olacak. Cumhuriyet’in bunca yıldır taşıdığı özgürlük, demokrasi ve kültür meşalesini bundan sonra da taşıyacağına inancımız hiç eksilmeyecek.”

Bahadır Baruter (karikatürist): “Bir zamanlar bu gazetenin bir tanıtım sloganı vardı: ‘Tehlikenin farkında mısınız?’ O sıralarda Cumhuriyet’i paranoya tacirliğiyle ve sahte öcüler yaratmakla suçlayanlar, son yıllarda tehlike ayan beyan gerçekleşirken telaşla kaçıştılar gaflet deliklerine. Bugün onlara seslenmek istedim: Tehlike geçti, çıkabilirsiniz deliklerinizden. Zira faşizmin artık tehlikesi değil, bizzat kendisi mevcut.”

Bedri Baykam (ressam): “Bugün Cumhuriyet gazetesinin yaşadıkları ne yazık ki Türkiye’yi şoke eden ancak toplumu da maalesef fazla şaşırtmayan bir karanlık gidişatın sonucu. 15 Temmuz sürecini, aylardır söylediğimiz gibi bir cadı avına dönüştürmeye çalışan bir zihniyet, bu vesileyle her muhalifi FETÖ sepetine atma seçimini hızla sürdürmektedir. Cumhuriyet gazetesi, Cumhuriyet tarihimizle yaşıt bir Cumhuriyet, laiklik ve demokrasi kalesidir. Şimdi de onun tekrar en ağır şekilde itham edilmesi, son derece vahim ve üzücüdür. Hiçbir hükümet, tarihte halk ve basını susturarak bir yere gelememiştir. Bir an önce, gazeteci arkadaşların serbest bırakılmaları, her demokrat dünya vatandaşının en acil temennisidir!”

Ahmet Ümit (yazar): “Bu operasyonu büyük bir üzüntü ve tepkiyle karşılıyorum. Çoğu arkadaşım da olan, gözaltına alınan yazarların ve yöneticilerin gazetecilikten başka suçları olmadığını biliyorum. Darbeleri önlemenin yolunun gazetelere baskı uygulamaktan, gazetecileri içeri atmaktan değil, aksine basına sonsuz özgürlük vermekten geçtiğine inanıyorum. 12 Eylül’de ve daha başka baskı dönemlerinde ayakta kalmayı başaran Cumhuriyet gazetesinin bu zor günlerden de güçlü bir şekilde çıkacağına inanıyorum.”

Genco Erkal (tiyatro sanatçısı): “Cumhuriyet Bayramı kutlamalarının hemen ertesinde Türkiye Cumhuriyeti’nin değerli simgelerinden biri olan, adı üstünde Cumhuriyet gazetesinin başına gelenleri anlamakta gerçekten zorlanıyorum. İş buraya kadar geldi demek. Geceler boyu kutladığımız ‘Demokrasi Bayramı’nın gerçek yüzü, çirkin yüzü açığa çıkıyor böylece. Bundan böyle basın özgürlüğü sözünü telaffuz etmek mümkün olmayacak bu ülkede. Yazıklar olsun!”

Serra Yılmaz (oyuncu): “Son yıllarda Türkiye’de gazetelere, dergilere ve gazetecilere yapılanları kabul etmek mümkün değil. Herkesin buna karşı ses çıkarması ve mücadele etmesi gerekiyor. Eğer demokrasi diyorsak kendine değil, herkese demokrasi demek zorundayız. Bu yüzden kapatılan diğer yayınlara ses verdiğimiz gibi Cumhuriyet için de sesimizi yükseltmeli ve destek olmalıyız.”

Cumhuriyet

Paylaş.

Yanıtla