AKP hükümetinin sokağa çıkma yasakları ve saldırılarına bir tepki de İstanbul’daki sanatçılardan geldi.
Böylesi dönemlerde seslerinin birleştirilmesi gerektiğini ifade eden sanatçı İlkay Akkaya, “Ateşkesin hüküm sürdüğü zamanda barışı savunmak kolay, önemli olan bu kadar çok kanın aktığı dönemde ve halkların duygusal anlamda kopuşunu sağlamak için tırmandırılan bir süreçte, ölümlerin önüne geçebilmek ve şiddetin sesini bastırıp barışın sesini yükseltebilmek için bir araya gelebilmektir” şeklinde konuştu. Bu saatten sonra ülkenin kitlesel bir barış hareketine ihtiyacı olduğunu söyleyen Akkaya, “Ancak o şekilde bu katliamlara karşı durabiliriz. Çünkü bu tam anlamıyla bir faşizm” dedi.
ÜZÜMCÜ: HİÇ KİMSE VİCDANSIZLIĞINA KULP ARAMASIN
Oyuncu Levent Üzümcü, yaşananlarla ilgili şunları söyledi: “Şunu net söylüyorum, hiç kimse vicdansızlığına kulp aramasın. Herkes vicdansızlığını bir nedene bağlamaya çalışıyor. İnsanın hayatlarının, isteklerinin önüne hiç kimse geçemez.”
ATAY: DİRENMEK HALKIN EN MEŞRU HAKKIDIR
Oyuncu Barış Atay, halkın faşist saldırılar karşısında direndiğini söyleyerek, “Bu da halkın en meşru hakkıdır. ‘Teröre karşı operasyon yapıyoruz’ diyerek şehirleri ablukaya alıyorlar. Direnen insanlar eminim bunun karşılığını onurlu duruşuyla bulacaklardır” dedi. Yaşananlara ilişkin kamuoyu yaratılması gerektiğini dile getiren Atay, “Hepimizin omuz omuza verip mücadeleyi büyütmemiz gerekiyor” dedi.
GÖKSU: BİNLERCE KİŞİ DOĞU’YA AKMALIYIZ
“Cizre ile yatıp Silopi ile kalkıyorum” diyen sanatçı Yasemin Göksu da, şunları söyledi: “Kürt halkına yönelik bir soykırımdır. Özellikle seçimler sonrası bir öç almadır. Oraları boşaltarak, insanlarını yerlerinden sürerek, çoluk çocuk demeden katletmektir. Şu anda bu sivil halkı korumak, bu kıyımı durdurmak için aklıma gelen tek şey Batı’da yaşayan insanların meslek, mevki, cinsiyet, sınıf hiçbir şey gözetmeksizin toplanıp binlerce kişi olarak Doğu’ya akmalıyız. Başka türlü bu kıyımın önüne geçeceğimizi düşünmüyorum. Ne imza metni ne teker teker sosyal mecralarda fikrini beyan etme işe yaramadığını görüyoruz. Bir değil, binlerce kişi olarak oraya gitmekten başka çare göremiyorum. Bu yüzden, toplu olarak oraya gitmek ve bunun önüne geçip ‘durun’ dememiz lazım.” (DİHA)
