Şair Evlenmesi’nden Vilyem Şekspiyer’e Tiyatro

Pinterest LinkedIn Tumblr +

vilyem-sekspiyer[Nükhet Eren’in Birgün’de çıkan yazısının bir kısmını yayınlıyoruz.] Cenap Şahabettin, 1931’de basılan ve bugün ancak kütüphanelerden temin edilebilen kitabına, deha diye adlandırdığı yazarın hayatı, ahlakı ve fikirlerini, ayrı başlıklarla anlatarak başlar. Ardından Şekspiyer ve Kadınlar, Şekspiyer ve Aşk, Şekspiyer’in Sanatı, Eserleri konusunda görüşlerini sıralar. Bildiğimiz biyografilerden bambaşka bir kitapla karşı karşıya geliriz.

Birinci perdenin “lazım geldiği” için kaldırıldığı, ikinci perdesinin tek perde olarak sahnelendiği Batılı anlamdaki ilk tiyatro oyunudur Şair Evlenmesi. Yazarı İbrahim Şinasi Efendi’nin zorunlu olarak kendi elleriyle yok ettiği birinci perdeye, bugüne kadar hiç ulaşılamamış. Ana karakterimiz şair Müştak Bey’in, önceden tanıdığı genç ve güzel Kumru Hanımla nikâhı kıyılmış, artık gerdeğe girecektir. Perde, yatak odası sahnesiyle açılır. Sevdiğine kavuşmak uğruna, aracı kadınlara elinde avucunda ne varsa veren heyecanlı damat, yüzgörümlüğü olarak sadece şiir okuyacaktır geline.

Beklendiği gibi, mahalleli bir oyun oynar ve damada yanlış gelin getirilir. Aracı kadınlar, bekçi, çöpçü, imam, onlardan farklı tavırlara sahip, Batılı Müştak Bey’in karşısına dikilir. Arkadaşı Hikmet Efendi onu, içinden çıkılmaz bu zor durumdan ancak imama para vermek suretiyle kurtarır.

Oyunun sonunda çıkarılacak bir ders vardır. Görücü usulüyle evlenmek doğru değildir ve geleneksel yapıyla yaşayanlar kendi çıkarını gözetir, ötekinin başına dert açar. Müştak Bey (adının anlamı özleyen-can atan demektir) batılıdır, evleneceği kadını önceden tanır. Şair yönüyle, tiyatrolara gidip gelmesiyle yazar İbrahim Şinasi Efendi’ye benzer; Tanzimat döneminin aydınlarından biridir. Geleneğin temsilcisi mahalleliler, cahil ve dönek yapılarıyla, düzenin devamında önüne çıkarlar. Alafranga ana karakterler ile çatışan mahalle ve onun temsilcilerini, daha sonra yazılan tiyatro oyunlarında, romanlarda sık sık görürüz.

Belirli bir metne dayanmayan, oyuncuların doğaçlama yaptıkları Tuluat tiyatrosundan, bir konunun giriş, gelişme, sonuç biçiminde aktarıldığı yeni tiyatroya geçilir Şair Evlenmesi oyunuyla. Oyun, geleneksel tiyatronun özelliklerini taşıması, Ortaoyunu-meddah dilinin lezzetine sahip olması nedeniyle, irili ufaklı pek çok genç tiyatro topluluğu tarafından sahnelenmeye devam etmektedir. Üniversitelerin ve liselerin tiyatro toplulukları, Avrupa’da yaşayan Türklerin oluşturduğu sanat birimleri Şair Evlenmesi’ni severek sahneler. Şair Müştak Bey’in sonunda öğrendim dediği evlenme ilmi, farklı renkler ve seslerle yenilenir, canlanır. Oyunun feminist dramaturjiyle okunması da birkaç yıl önce Tiyatro Boyalıkuş tarafından da yapılmıştır.

Yazının devamı için tıklayınız
Birgün

Paylaş.

Yanıtla