Tiyatro Öteki Hayatlar: Yeni Bir Dalga

Pinterest LinkedIn Tumblr +

cret-3DA9-9D70-339B[Belgin Yetiş’in Radikal Blog’da yayınlanan yazısının bir kısmını paylaşıyoruz.]

Masanın başına geçmiş, hesap makinesi ile bir şeyler hesaplarken buluyoruz onu. Hayli düşünceli. Doluya koyuyor almıyor, boşa koyuyor dolmuyor sanki. Üzerinde takım elbise var. Ciddi ve gergin gözüküyor. Biraz da telaşlı. Öyle ya her gün servis şefinden ücret artış talebinde bulunmuyor ki. Eğer siz de bu yakınlarda böyle bir görüşme planlıyorsanız, öncelikle  Georges Perec’in romanından, Tiyatro Öteki Hayatlar ekibi tarafından uyarlanarak sahnelenen Ücret Artışı Talebinde Bulunmak İçin Servis Şefine Yanaşma Sanatı ve Biçimi adlı oyunu izleyin derim. Ama dikkatli olun, olasılık hesapları ile kafanız karışabilir hatta belki de bu talebinizden vazgeçebilirsiniz.

Bu yıl İKSV tarafından 19.’su düzenlenen Tiyatro Festivali’nin “Yeni Dalga” başlığı altında gösterime giren, Tiyatro Öteki Hayatlar’ın sahnelediği oyunda Çağdaş Ekin Şişman, Emirhan Altunkaya, İlyas Özçakır, Nezaket Erden rol alıyor. Yönetmen koltuğunda Ziya Demirel bulunuyor. Şunu da belirtmekte fayda var: Fransız yazar Perec’in aynı adlı romanı Almanya’da “en çarpıcı kitap ismi” ödülüne aday gösterilmiş. Sadece ismi bile sahnede bizi alışıla gelmişin dışında bir oyunun beklediğinin ipuçlarını veriyor.

Oyun, adında da açıkça ifade edildiği üzere; servis şefi ile ücret artışı talebinde bulunmak için görüşme planlayan bir büro çalışanının bu süreçte yaşadıklarını konu alıyor. Oyun boyunca çalışanın, akıl hocalarının da yardımıyla görüşme öncesi veya sırasında gerçekleşebilecek farklı olasılıkları hesaba katarak, asıl meseleyi unutup, şef ile görüşme hadisesinin kendisini, nasıl asıl sorun haline dönüştürdüğünü izliyoruz. Öyle ki ihtimaller denizinde boğulan çalışan için; oyunun sonunda ücret artış talebi önemini yitiriyor. Oyunda kullanılan tek düze müzikler, yinelenen replikler, dekorda kullanılan yığın haldeki kutular, aynı rutinin içinde boğulan, boğuldukça kendine daha küçük dertler edinen çalışma hayatındaki insanın çaresizliğini vurguluyor. Roman günümüzden 45 yıl önce yazılmış olmasına rağmen, bugünün çalışma yaşamı gerçekliklerine de uyuyor. Her ne kadar bugün birçok şirket yaratıcı fikirlerin gelişmesine uygun ortam yarattıklarını iddia etseler de, aslında kendi belirledikleri tek tip çalışan profiline ulaşmaya çalışıyorlar. Belli bir rutinde çalışan kitleleri yönetmenin avantajını bilen günümüz işletmelerinde; gündelik hedefleri yerine getirmeye zorlanan, aynı düşünce ve davranış kalıplarında hareket eden çalışanlar, ücret artış taleplerini dile getirmenin anlamsızlığı ve faydasızlığı konusunda bir şekilde ikna edilmiş oluyorlar. Kapitalizmin gücü de belki buradan geliyor: Kitlelerin taleplerini otokontrol mekanizması sayesinde etkisiz hale getirmeyi başarabilmek.

Radikal

Paylaş.

Yorumlar kapatıldı.