Tiyatronun Geleceğini Gördüm…

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Mimesis Çeviri / Perşembe günü geceği gördüm, işe yaramaz. Basit, akılcı, aşırı alaycı bir tepki diyecek Nesta’daki güzel insanlar ama Windows 8 ile çalışabilen birini savunmak gerektiğinde görsellerde iş yoksa, bir işe yaramaz…

The Stage. 17 Şubat 2014, Çeviri: Mustafa Yıldız

press_ihy_1-1024x681-630x310

Blast Theory’den I’d Hide You

Tabi ki bir işe yarar. Nesta’nın dijital ARGE fonunun bir akşam sunumuydu. Bu fon, yatırıma, güzel sanatlar konseyi ve güzel sanatlar-beşeri bilimler araştırma konseyiyle işbirliğine yedi milyon avro ayırıyor. Güzel sanatlara uygulamak adına dijital teknolojinin ucu bucağı olmayan derinliklerine inmeye çalışan önemli bir inisiyatif yani.

Akıllı telefonlar ve tabletler aracılığıyla seyirciyi sokak performansının eylemine nasıl dahil edilebileceğini araştıran Sheffield Uluslararası Belgesel Festivali ve Blast Theory’den; programlandığı şeye yaklaştığınız zaman harekete geçen, avucunuzda tuttuğunuz mekanik bir nilüfer çiçeği yardımıyla görenlerle körleri aynı algı seviyesinde birleştiren ve görme engellilerle beraber “dokunsal” teknoloji üzerinde çalışan Extant’tan; gezici bir sirk olan Circus Starr’dan; otistik çocuklar için bir görsel hikaye uygulamasından ve son olarak Nottingham Kalesi müzesi için seyirciyi 1831 Nottingham Ayaklanmaları’nın aksiyonu içine çeken bir diyoramanın* yaratıcı olan orta-batı ABD menşeli Hot Knife dijital medya donanımından bilgi edindik.

Bu isimlerin bazıları slayt teknolojisine güvenemediği için yaptıkları işi sözel olarak anlatmak durumundaydı. Birçok arayüz, protokol, görünge ve kültürel alanımız olsa dahi, elinizde başka imkan yoksa mesajı bu dile aşina olmayan bir seyirciye geçirmek oldukça zor.

Evet, çoğu insanın kırk yaş altı olduğunu söyleyeceksiniz ama benim sorum şu, tüm bu teknoloji manyağı “nerd”ler ve asosyaller karşısında sanat nerede?

Bir dijital sanatçı, aslına bakarsanız ülkedeki tek dijital sanatçı, bilgisayar fotoğrafçılığıyla görüntüler yaratarak başarılı bir kariyere kavuştu. Ama yine de o, geleceğe umut değil endişeyle bakıyor. Yakın zamanda öğrenci dijital sanatçılar için yarışmada jürilik yapmış ve katılımcıların hepsinin ekipman kullanımında yeterli seviyede olmasına rağmen hiçbirinde estetik bir vizyon olmadığından yakınıyor. “Aygıtı nasıl kullanacaklarının ötesinde bir bilgiye sahip değiller, sahneye çıktıkları anda bir şeyler yapmaları gerektiğinin farkında değiller. Açık konuşmak gerekirse yaptıkları işler baya sıkıcıydı.” Bu tıpkı, tuval üzerine boya sürmenin ressam olmak için yeterli olduğunu düşünmek gibi ama sonuçta ortaya çıkan resim alakasız bir şey.

O gece Windows 8’in arıza çıkarması o şeylerden biri ama bana fikrimi açıklığa kavuşturmam için imkan sağlıyor. Bu talihsizliğe bakıp pis pis sırıtmak istemiyorum, istediğim yaratıcılıkla teknolojinin hangi noktada buluştuğunu araştırmak. O da olacak tabi ki ama sanatçılar çoktan yola koyuldu, teknolojiyi olduğu kadar yanlarında götürüyorlar ama yaratıcı süreci yakalayamadığı noktada saf dışı bırakmaktan da geri kalmıyorlar.

Bu küçük kültürel çağın fenomeni, disiplinler arası kabul edilmiş engellerin yıkıldığı “cross-arts”. Yani Turner Ödülü sahibi bir çömlekçinin rengarenk transvestizmi, sanatının bir parçası olarak görülüyor; bir heykeltıraş anıtsal bir kaideyi işgal eden amatör performansçılardan bir eser yaratabiliyor.

Royal College of Art (RCA) güzel sanatlar fakültesi dahilinde performans sanatları için yeni bir yüksek lisans programı açmayı planlıyor. Halihazırda güzel sanatlar fakültesi, öğrenci nüfusunun %80’ini oluşturan tasarım bölümü karşısında %20’lik çok önemli bir paya sahip. Aynı zamanda RCA “kritik tasarım” denilen bir konseptle çalışıyor. Bu konsept dahilinde tasarımcılar herhangi bir bağımsız sanatçı gibi dur durak bilmeksizin yeteneklerini kullanarak bir vizyon yaratmaya çalışıyorlar.

Bu dijital uygulamacılar, çığır açıcı nitelikteki gayretleri göz önünde bulundurulursa şüphesiz çok parlaklar ancak bu bağlam içinde teknolojiyi kendine amade eden sanatın ön plana çıkması gerekiyor.

*Ç.n.- Diorama, gerçek veya kurgu bir olayın, anın veya hikâyenin ışık oyunlarının da yardımıyla üç boyutlu olarak modellenmesidir. Sergi amacıyla yapılmış üç boyutlu büyük tablo olarak da tanımlanabilir. (http://tr.wikipedia.org/wiki/Diorama)

Paylaş.

Yanıtla