Suriyeli Kadınlardan Savaş Karşıtı Oyun

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Mimesis Çeviri / ‘Troyalı Kadınlar’ uyarlaması ile mülteci kadınların sesi Ürdün’de sahne buluyor.

Guardian. 28 Kasım 2013, Çeviri: Didem Karanfil

MDG : Syrian women refugees taking part in a version of Trojan Women play‘Suriye: Troyalı Kadınlar’ projesi ile Amman’da drama atölyeleri düzenleniyor. Suriyeli mülteci oyuncular, Aralık ayında Euripides’in savaş karşıtı tragedyasını sahneye koyuyor. Fotoğraf: ‘Suriye: Troyalı Kadınlar’ projesi

Kırmızı ve sarı başörtüleri ile düzinelerce kadın at nalı şeklinde dizilmiş sandalyelere oturuyor ve kelime oyunu oynayarak birbirlerine top atıyorlar.

Mekan, Ürdün’ün başkentinin yoksul varoşlarındaki beyaz konferans merkezinde geniş gri bir konferans odası. Suriye iç savaşından önce, yaklaşık 2,5 yıl önce bu merkez yoksul Ürdünlüler için bir yardım merkezi idi. Şimdi Suriyeli mülteciler de bu merkezi kullanıyorlar.

Suriyeli kadınlar Euripides’in ünlü savaş karşıtı oyunu Troyalı Kadınlar’ın uyarlanması için yapılan drama atölyelerinde yer alıyorlar. bu uyarlama ile bu usta işi esere Suriyeli kadınların sesleri de katılıyor. ‘Suriye: Troyalı Kadınlar’ projesinde 48 kadın yer alıyor ve ortaya çıkan deneyim katartik ve güçlendirici bir etki uyandırıyor.

Kocası ve iki çocuğu ile birlikte Şam’ın banliyösünden kaçan 23 yaşındaki Raneem ‘Oyunculuk yapmayı ve şarkı söylemeyi gerçekten seviyorum. Bombardıman yüzünden evimizi terk etmek zorunda kaldık, şu an kocam çalışmıyor ve UNHCR (Birleşmiş Milletler Mülteci Ajansı) yardımı ile geçiniyoruz’ diyor.

Şöyle devam ediyor: ‘Projeyi duyduğumda çok heyecanlandım. Rutin şekilde yaşamak beni öldürüyordu. Kocam oldukça tutucudur, ona projeden bahsettiğimde kesinlikle hayır dedi. Uzunca bir söylenmeden sonra nihayet onu ikna etmeyi başardım’.

‘Bu oyun fikri gerçekten iyi bir fikir: Yaşadıklarımızı anlatma olanağı elde ediyor, aynı zamanda önemli bir şey yaptığımızı hissediyor ve takdir ediliyoruz’

Humus’lu 34 yaşındaki Raeda ise projeden şöyle bahsediyor:

‘Yelda’dan ayrıldık çünkü Yelda’yı rastgele bombalıyorlardı, kocama askerlik evrakları geldi, Suriye ordusunda savaşmaktan başka seçeneği kalmamıştı.’ ‘Fikirlerimi ifade etmenin, acılarımı paylaşmanın ne kadar özgürleştirici olduğunu tahmin edemezsiniz. Çok farklı şeyler yapmayı seviyorum. Oyunculuğun yanı sıra prova yapmayı ve şarkı söylemeyi de seviyorum.’

Oyun mülteciler için yeni bir yaşam alanı oluşturmuş. Yönetmen ise yaşlı bir tiyatrocu.

Oyunun yönetmeni Suriye’nin önde gelen tiyatro yönetmenlerinden Omar Abu Saada, oyun için Şam’dan gelmeyi kabul etmiş. Onun için Troyalı Kadınlar, ülkesini yutmakta olan altüst oluş ile derin bir rezonansta.

Ayaklanma olarak başlayan şey, 6.5 milyon insanı yerinden eden ve 2.2 milyon insanı Kuzey Afrika ve komşu ülkelere kaçmak zorunda bırakan şiddetli bir iç savaşa dönüştü. Ürdün 540.000’den fazla Suriyeli mülteciyi barındırıyor.

Omar Abu Saada ‘Euripides’in metni hala modern ve güncelliğini koruyor’ diyor, Ürdün’ün merkezinde sigara dumanı dolu bir Yunan restoranında otururken.

‘Kadınların bakış açılarını anlamaya başladım. Bu zamana kadar erkeklerin hikayelerini dinledik. Onlar için Esad yanlısı ya da karşıtı olmak önemliydi. Kadınlar açısından ise durum farklı: Onlar için hayattan yana olmak ve savaşa karşı olmak, belki de gerçeğe en yakın olanı. Oyunda kadınların seslerini istiyorum ve oyunu onların yönlendirmesini istiyorum.’

Proje, eski yabancı muhabir Charlotte Eagar’ın ve senaryo yazarlığını çatı yalıtım pazarlamacılığı işi ile birlikte yürüten eşi William Stirling’in fikri. İkili aynı zamanda Troyalı Kadınların Orta Doğu’daki savaşı konu alan bir film uyarlaması üzerinde de çalışıyor. Bu savaş Suriye’deki savaş olabilir ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Yunan tanrılarını temsil edebilir.

Oyunun bazı bölümlerini film olarak da çekebilmek istiyorlar. Oyunu Ürdün’ün kuzeyinde 100.000 mültecinin evi haline gelen Zaatari kampında sahneleyebilmek istediler. Fakat bu fikrin zor hayata geçirilebileceği öngörüsüyle Amman’da kaldılar. Oyun, Noel’den önceki hafta iki gün boyunca performans sanatları merkezinde sahne alacak şekilde Amman’da sergilenecek.

Eagar, 1990’larda Bosna Savaşı’nı izleyen biri olarak BBC Dünya kanalında Troyalı Kadınlar haberini dinlerken oyuncuların birkaç haftada ne kadar değiştiğine hayret ettiğini anımsıyor.

Eager, ‘İlk geldiklerinde kadınlar çantalarına, çocuklar da annelerine sarılmışlardı. Zamanla rahatladılar, şimdi çocuklar kreşteler ve rahatça dolaşıyorlar’ diyor.

Eager, oyunun harcamaları, kadınlara ödenecek ücret ve çocuklara alınacak oyuncaklar için 75.000 dolar topladı. Kadınların artık kendilerine çok daha güvendiklerini söylüyor.

‘Birçok kadın, tutucu bir çevre olan Deraa’dan geliyor. Bu kadar insanla iletişime geçebileceklerini hiç düşünmemiştik; oyun onlara gerçekte kim oldukları fikrini verdi. Hikayelerini paylaşmak istiyorlar. Kendi travmaları ile güçleniyor, kendi ayakları üzerinde durmayı öğreniyorlar. Ve bu başarılı olursa farklı savaş bölgelerine uyarlanabilecek daha ufak projelere de girişmek istiyoruz.’

[editör notu: İlgili video]

Paylaş.

Yanıtla