Aytıs çifti oğulları Tan’la birlikte down sendromuyla tanıştılar, bu konuda önce dernek, ardından vakıf kurdular. Bu vakfın okulunda eğitim gören Tan, Cihan Sağlam’ın kendisi için yazdığı ve yönettği oyunun başrolünde oynuyor.
BİRÇOĞUMUZ farkında değil belki ama Türkiye’nin yüzde 12.29’u engelli. Bugün anlatacağımız hikayenin kahramanını da down sendromlu doğan Tan. Down denince akla zihinsel bozukluklar, fiziksel gelişimin tipik, yüz görünümünün farklı olması ve öğrenme güçlüğü geliyor. Bunları düşününce anlatacaklarımız garip gelebilir ama Tan şarkı söylüyor, hafızası kuvvetli, organizasyonlarda konuşma yapıyor ve halen gösterimde olan iki tiyatro oyununda başrol oynuyor. İşte 23 yaşındaki down sendromlu Tan Aytıs’ın ilginç hikayesi…
Saadet Aytıs 1987’de doğurmuş Tan’ı. “Doğmadan önce herhangi bir rahatsızlığı olacağını bilmiyorduk. İkimiz de gençtik ve hiçbir şekilde akrabalık söz konusu değildi. Zaten bu rahatsızlığın tespitinde kullanılan testler de o zamanlar Türkiye’de yapılmıyordu. Yapılıyor olsa da yaptırmazdık” diyor ve durumu bilseydi de ondan vazgeçmeyeceğini söylüyor.
Oğlumuz için vakıf kurduk
Doktorun doğan çocuklarının down sendromlu olduğunu söylemesi ikisini de yıkmış. Doktorların yalan söylediğini, bir yanlışlık olduğunu düşünüyorlarmış. Anne Çernobil’den etkilendiği için böyle olduğunu dahi düşünmeye başlamış. Doktorlara “Oğlumuz normal bir çocuğun zihinsel ve fiziksel kapasitesinin çok üzerine çıkacak ve düzgün konuşacak” diyen çiftin gerçeği kabul etmeleri uzun sürdürmüş. Ne yapacaklarını, çocuklarına nasıl davranacaklarını bilemeyen Aytıslar oğullarıyla sürekli konuşmaya başlamış. Çocukları için okul aradıklarında ise hüsrana uğramış, bunun üzerine başka down sendromlu çocukların aileleriyle birlikte 17 yıl önce bir dernek kurmuşlar. Tan iki buçuk yaşına geldiğinde bireysel terapi almaya başlamış. Bir süre sonra İstanbul Zihinsel Engelliler Vakfı’nı (İZEV) ardından da 0-25 yaşlardaki zihin engelli çocuklara rehabilitasyon, terapi, ilköğretim ve mesleki eğitim veren Saadet İlköğretim Okulu ve Mesleki Eğitim Merkezi’ni kurmuşlar.
Tan kuruluşuna anne-babasının da katkıda bulunduğu bu okulda yoğun eğitim gördü. Hiçbir zaman toplumdan uzak tutulmadı. Küçüklüğünden itibaren sosyal yanı güçlendi. Her türlü ortama girdi çıktı. Halen İZEV Sarıyer Bağımsız Yaşam Evi’ne devam ediyor.
Tan, 23 yaşında ve gördüğümüz kadarıyla da çok mutlu bir genç. En çok sofra keyfini, seyahat etmeyi, yüzmeyi, müzik dinlemeyi ve patates kızartmasını seviyor. Anne ve babasıyla da yapmayı keyif aldığı şeylerin başında alışverişe çıkıp yemek yemek ve babasıyla bilek güreşi yapmak geliyor. “Ben çok faal biriyimdir” diyen Tan’ın kızlarla da arası iyi: “Bir sevgilim var, adı Hale. Ama çok kızar bana çünkü çapkınımdır. Alıştı o da. Çünkü her etkinliğe katılırım ve kızlar peşimden koşar. Esirgemeden konserinde Söz adlı şarkıda Sezen Aksu’yla düet de yapan Tan’ın yüzme ve atletizmde de madalyaları var.
İki kere mutlu oluyoruz
Oğulları Tan’ın bu kadar aktif olmasından çok mutlu olduklarını anlatan baba mimar Can Aytıs, Tan gibi bir çocuğa sahip oldukları için kendilerini özel hissettiklerini söylüyor: “Tan gibi bir meleğiniz varsa mutlu olursunuz. Ben onun gibileri bu dünyaya yakıştıramıyorum. Çocuğunuz yürüdüğünde sevinirsiniz ya, işte biz ve bizim gibiler iki kat sevinir. Örneğin Tan’ın madalyaları var, etkinliklere katılıyor, konuşmalar yapıyor. Son olarak iki tiyatro oyununda başrol oynuyor ve bazen ‘Acaba özel durumundan mı bu kadar abartıyorlar’ diye düşünüyorum ama daha sonra yaptıklarına şahit olunca gerçekten başardığını görmek bizi hem gururlandırıyor hem sevindiriyor.” Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Mimarlık Fakültesi İç Mimarlık Bölüm Başkanı anne Saadet Aytıs ise şunları söylüyor: “Kendimizden çok onun için mutlu oluyoruz. Ona iyi geldiği için seviniyoruz. Küçüklüğünden itibaren babası da ben de normal bir çocuk gibi davrandık. Gerektiğinde kızdık, gerektiğinde iş yaptırdık. Elbetteki beklentilerimiz ölçülü oldu ama yaptıklarımızın onun için iyi olduğunu düşünüyoruz.”
Hiç heyecanlanmadım, profesyonelim!
DOWN sendromlu çocuklar daha önce sanatın pek çok alanında aktif olmuştu. Fakat şimdiye kadar downlıların tiyatroda yer alması denenmemişti. Down sendromlu bir çocuğun iki oyunda birden başrol oynaması ise hiç rastlanmadık bir durum. Cihan Sağlam’ın, beş yıldır tiyatroyla ilgilenen Tan Aytıs için yazdığı ve yönettiği, Devlet Tiyatroları rejisörü Murat Atak’ın supervisor görevi üstlendiği Neverland’de Tan’a, Öykü Başar eşlik ediyor. “Tiyatroda oynamaktan dolayı çok mutluyum” diyen Tan oyunun ilk gününde de hiç heyecanlanmamış. Tan Aytıs ayrıca Tartuffe’ta Tartuffe rolünü de oynuyor.